Zira insan bu dünyada yaratılmış en mükemmelvarlıktır. Nasıl yaratıldığı da Kutsal Kitabımızda açıkça belirtilmiştir.

O yüzden İngiliz Biyolog Darwin’in insan dâhil tüm canlı türlerinin doğal seçim yoluyla “birkaç ortak atadan evrildiği” teorisi benim için geçerli değildir.

Her ne kadar bazı türlerin zaman içinde “evrildiği” yönündeki teoriyi destekleyen bazı kanıtlar ortaya çıksa da insan için halen net bir kanıt ortaya atılamamıştır…

Şimdi burada uzun uzadıya size “evrim” ile ilgili ahkâm kesecek değilim. Benim bu konuda bildiklerim sadece okuduklarımdan ibarettir. Ötesi bilim adamlarının işidir.

Ama özellikle “Soma Faciasından” sonra yapılan açıklamalar ve konuşulanlar karşısında üzülerek bir “evrimin” varlığına şahit oldum.

Ancak bu “evrimin” Darwin’in insanların “birkaç ortak atadan evrildiği” teorisinin aksine “ters işlediğini” gördüm…

Evet, Darwin’in ki gerçekliği ispat edilmemiş teoriden ibaret. Oysa insan olarak dünyaya gelip zamanla “evrilip hayvanlaşmak” somut ve“reel” bir durum.

Zira “Soma Faciasıyla” birlikte belli kesimden ve belli isimlerden öyle açıklamalar ve ifadeler geldi ki bunların insan olmaları mümkün değil.

Madende “şehit” olanlara “hakaret” etmek, onlarla alay etmek, üzüntü duymamak, hiçbir şey hissetmemek ancak “hayvanlara” mahsus bir haldir…

Onlara kalsa, kendileri gibi düşünmüyorsan, dinin, imanın, inancın ve vicdanın varsa senin bu dünyada yerin yok.

Aksi halde bir zamanlar tıpkı “Hitler’in” yaptığı gibi bu insanların cayır, cayır “gaz odalarında” yakılması müstahaktır.

Hatta “gaz odalarında” yakmak “çevre kirliliğine” neden olur diye “toplu bir çukur” açıp hepsini diri, diri toprağa gömmek daha doğrudur…

Yazık, biz dünyanın her hangi bir yerinde, dini, ırkı, inancı ne olursa olsun bir insanın burnu kanadı mı üzülürüz. Bunlar “gâvurdu, onlara müstahak” demeyiz.

Aldığımız aile terbiyesi, inancımız, dinimiz, devlet geleneğimiz bunu emreder. Benim gibi düşünmese, benim gibi inanmasa da insan, insandır.

Dolayısıyla bir insanın başına kaza, bela, musibet geldi mi, “bu bizden değildi, oh iyi oldu” diyecek bir zihniyete asla sahip değiliz…

Ancak “Soma Faciası” insan olarak doğan, ancak zamanla bu özelliğini kaybedip “hayvanlaşan” bir “evrimin” varlığını gözler önüne serdi.

Beni en çok şaşırtanda, “Soma Faciası” ile birlikte “hayvanlaşan” sayısının tahmin ettiğimden daha fazla çıkması oldu.

Sonrada böyle bir dünyada hala insan kalabildiğimiz için halimize şükrettim. Maazallah bugün bizde onlar gibi olabilirdik.

Netice itibariyle “insan hayvana nasıl evrilir” bunu “Soma Faciası” sonrası gördük. Varsın onlar “hayvanlığına” devam etsin. Bırakın insanlık bizde kalsın…