Özkoç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, Kurtuluş Savaşı’nı yönetmiş bir Meclis olduğuna işaret ederek, Covid 19 tehdidi nedeniyle kapısını kapatamayacağını, tam tersine sorumluluğunun daha yüksek olduğunu dile getirdi.

“İktidar, kendi gündemini Türkiye’ye giydirmeye çalışıyor”
Özkoç açıklamasında, “Nasıl sağlık çalışanlarımız, can siperhane, hayatları pahasına ülkelerine görevlerini yapıyorlarsa, milletin oylarıyla gelmiş milletvekilleri de görev yapmalı,Meclis’i açık tutmalı, insanlarımızın, ülkemizin sorunlarına çare aramalıdır. Bunu yaparken ortak sorumluluk içerisinde, ortak akılla yapmalıdır. Birlikte başarmalıyız.Türkiye güçlü bir ülkedir, Türkiye’nin Meclisi’nin, güçlü bir şekilde yoluna devam etmesini sağlamalıyız. Bugün halkın sorunu nedir? İdam cezası mı? Seçim kanunu mudur?İstanbul sözleşmesi midir?Anayasa Mahkemesi’nin yapısının değiştirilmesi midir?Meclis’in iç tüzük değişikliği mi? Milletvekili fezlekeleri midir? Bunların hiçbir tanesi, gerçek gündemimiz değil. Meclis, iktidarın, noter makamı olarak görev yapıyor.Cumhurbaşkanlığı sistemi içindeki iki siyasi parti bir şekilde uzlaşıyorlar. Aralarındaki pazarlığı bilmiyoruz, ama pazarlık Türkiye değil, milletimiz değil,milletimizin gündemi değil. Onlar kendi gündemlerini Türkiye’ye giydirmek istiyorlar” dedi.

“Kesinlikle yapay gündemleri reddediyoruz”
Özkoç, Cumhuriyet Halk Partisi olarak halkın derdine odaklandıklarını, bunun dışındaki yapay gündemleri reddettiklerini belirterek, “Bizim gündemimiz çok açık ve nettir;  açlıktır, yoksulluktur, işsizliktir, eğitimdir. TBMM’de esnafı, çiftçiyi, yatırımcıyı, üreticiyi konuşmak istiyoruz.Halkın derdini konuşup, derman aramak istiyoruz, çareüretmek istiyoruz.Sağlık çalışanlarının üzerindeki yükü hafifletmek istiyoruz. Bunun yolunu,er ya da geç bulacağız.Direteceğiz, direneceğiz. Genel Kurulda, insanlarımızın kaderleriyle ilgili mücadele vereceğiz. Bunun dışında kesinlikle yapay gündemleri reddediyoruz. Bunun dışında hiçbir gündemi kabul etmiyoruz. Bizim gündemimiz Türkiye’dir, bizim gündemimiz milletimizdir, bizim gündemimiz sağlık çalışanlarımızdır, kadınlarımızdır, çocuklarımızın geleceğidir, üreten bir Türkiye’dir, yoksulluktan kurtaracağımız Türkiye için çalışmaktır” diye konuştu.

“Sağlık çalışanlarının yükünü hafifletecek bir yasa için mücalede edeceğiz”
Sağlık çalışanları üzerindeki yükün katlanılamaz boyuta ulaştığına vurgu yapan Özkoç, sendikalarla görüştüklerini ve sağlık çalışanlarının iki temel talebi bulunduğunu belirterek, “Dünya’da koronavirüsle mücadelede en fazla sağlık çalışanı ölen ülke biziz.Neden?Yükü, korumasız, önlemsiz, bütün zorluklarıyla onlara yükledik.İki şey istiyorlar; güvenceli çalışma ve sağlık personeli sayısının artırılması.Bu haklı taleplerin yanındayız, teklifin yasalaşması için mücadele edeceğiz” dedi.

“Cumhurbaşkanı’na ve sistemine güvenmiyoruz”
Engin Özkoç, Cumhurbaşkanı’na ve bakanlarına güven duymadıklarını belirterek, özetle şunları kaydetti; “Biz, kesinlikle,Cumhurbaşkanı’na güvenmiyoruz. Milletin değil, Saray’ın bakanlarına güvenmiyoruz. Damadı Hazine’nin başına getiren bir anlayış, güvenimizi kaybetmiştir. 
Sağlık Bakanı güvenini yitirdi. Milli Eğitim Bakanı güvenini yitirdi. İçişleri Bakanı tam bir felaket. Milli Savunma Bakanı, Dişişleri Bakanı bunlar güvenimizi yitirdiler. Onlar, milleti temsil etmiyor. Meclis onlarla ilgili herhangi bir yaptırım uygulayamıyor, çünkü onlar milletin atadığı bakanlar değil, bir tek kişinin atadığı bakanlar. Kaderleri cumhurbaşkanının iki dudağının arasında. Oysa ki güçlü parlamenter sistemde kaderleri milletin oylarıyla belirlenmiş TBMM’deydi. Onun için rahatlar, dertleri millete hesapvermek değil, dertleri kendilerini cumhurbaşkanına kanıtlayabilmek. Biz bu güvenini yitiren bakanlara karşı TBMM’de kendi gündemimizi ortaya koyacağız ve bunun arkasında duracağız. Milletin değil, Meclis’in değil, Sarayın Meclis Başkanı var. Bugün TBMM’nin açılışını yapacak. Onun da gündeminde idam var. Bu taraf ne çalıyorsa, bu taraf da ona uygun oynuyor. Saray’a bakıyorlar, millete bakmıyorlar. Oysa ki Meclis Başkanı’nın görevi, milletin derdidir.”

“Sağlık Bakanı’nın bir sözü, öbürünü tutmuyor”
Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin artık “hikayesini” bitirdiğini belirten Özkoç, sistemin Türkiye’ye yoksulluk getirdiğini, ekonomisini mahvettiğini söyledi. Sistemin yapısını, işleyişini, bakanların icraat ve söylemlerini eleştiren Özkoç, “Bir Maliye Bakanı düşünün; dolar beni ilgilendirmiyor diyor. İşsizliğin, enflasyonun, borcun arttığı, büyümenin düştüğü ekonomik programı, bize toz pembe sunmaya kalkıyorlar. Sağlık Bakanı, “tünelin ucunda ışık gözüktü” diyor. Biraz sabredin, dişinizi sıkın, aşıyla ilgili büyük gelişmeler var diyor. Sağlık Bakanı’na buradan sesleniyorum; ‘şu grip aşısını sağlıklı bir şekilde tüm insanlarımızın sunmayı becer, senden de başka bir şey beklemiyoruz’. Sen vaka sayısını, hastalık sayısını, Türkiye’deki bugüne kadar yapılan test sayısını doğru şekilde açıklamayı beceremeyen bir Sağlık Bakanı olarak tarihe geçtin. ‘Efendim testi pozitif çıktı ama semptomsuz. Evine gönderiyoruz, açıklamama gerek yok’. İnsanlar, Türkiye’de pozitif olan kaç kişi var, bunu bilmek istiyor. Üstelik bir yandan diyorsun ki ‘semptom göstermeyen kimseye test yapmıyoruz’, öbür taraftan da ‘testi pozitif, semptomsuz hastayı açıklamıyoruz’. Sana biz nasıl güvenelim. Sana bu millet nasıl güvensin” dedi.

“Dertler ortada; iktidarın sunduğu tek bir çözüm yok”
İşsizlik, hayat pahalılığı, zamlar, katlanan borçlar, kadına şiddet, çocuk istismarı, eğitime, sağlığa erişimdeki engeller ortadayken iktidarın çözüm için tek bir somut adım ortaya koymadığını anlatan Engin Özkoç, çözüm için Meclis’te mücadele yürüteceklerini vurguladı. Özkoç, Türkiye’nin demokrasiye, özgürlüğe ve güçlendirilmiş Parlamenter Rejime ihtiyacı olduğunun altını çizdi.