Yayına verilmesiyle birlikte biranda “sosyal medyada” paylaşılmaya başlanan haber bir gecede “Sakarya tarihinin en çok okunan haberi” oldu.

Bununla birlikte çok sayıda da “yorum” geldi. Tabi birçoğunu da sakıncalı görüp yayına vermedik.

Zira hakaret ve tehdit içeren öyle “yorumlar” vardı ki bu “yorumları” karşılıklı yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermemek ve yayın politikamız gereği yayınlamadık…

Bu arada bu “tehdit” ve küfürlerden bizde nasibimizi aldık. “Delikurt” rumuzlu bir okuyucumuz açıkça isim vererek bize gönderme yaptı.

Artık “yorumdan” çok “mesaj” niteliği taşıyan yazısında, “Mustafa Gümüşel Ülkücüleri kışkırtma. İlk ve son ikazımız sana” diyerek bizi uyarmış.

Bu “yorumu” özellikle yayınladık. İsmimize gelen bu “mesajı” yayınlamasak başka şekilde “yorumlanır” diye düşündük. O yüzdende aynen yayına verdik…

Bizimle ilgili “delikurt” rumuzlu okuyucumuzun direk şahsımızı hedef alan “yorumu” üzerinde pek durmak istemiyorum.

Zira farklı bir görüşten olup belirli bir misyona yönelik yanıltıcı bir “yorum” yapılmış olabilir. Bu tür “yorumlara” çok şahit olduk.

Yinede yukarıda belirttiğim nedenden dolayı açıkça “tehdit” içeren bu “yorumu” aynen yayınlama gereği duyduk.

Dedik ya, yayınlamasaydık “delikurt” kendine bir pay çıkarabilirdi. Böyle bir duruma mahal vermemek için biz de gereğini yaptık…

Şimdi gelelim haberin içeriğine. Malum hassas bir dönemden geçiyoruz. Diyarbakır Lice’de yaşanan “bayrak indirme” hadisesi hepimizi gerdi.

Germekten öte, nasıl böyle bir işe kalkışanlara izin verildi anlamak mümkün değil. Yaşanan olay resmen film izler gibi seyredildi.

Gerçi Başbakan çok açık ve net bir tavır sergiledi, “O bayrağı indireni, indireceksin.” Bu kadar açık ve net…

İşte tamda bunun üzerine Sakarya’da yaşanan ve “medyadetay.com’un” haber yaptığı konuyu bizde film izler gibi izleyecek değildik.

Nitekim Sakarya’da “bayrak yürüyüşünün” hemen ardından HDP binasına asılan “Türk Bayrağı” konusu başlı başına bir haberdir.

Bizde arkadaşlarımızın temin ettiği o fotoğraf üzerine haberi yaptık ve gerçekten haberimiz büyük ses getirdi. Birileri ne derse desin bunun adına “habercilik” denir…

Son olarak şunu hatırlatmakta fayda var. Ülkemiz gerçekten içerden ve dışarıdan büyük bir tehdidin altında.

Elbette bizlerde “haberci” olarak sorumluluklarımızı biliyoruz. Kimsenin bize bu sorumlulukları anlatmasına ihtiyacımız yok.

Siz gidinde bu sorumlulukları “montaj” bir takım fotoğraf ve görüntü kayıtlarıyla ülkeyi karıştırmaya çalışanlara anlatın. Biz “bayrak haberi” ile sadece işimizi yaptık…