Sene-i devriyesi sebebiyle “15 Temmuz” ile ilgili hazırlanan programlarda gerçekten büyük bir “duygu seli” yaşanıyor.

Düzenlenen her anma programı bizleri bir yıl öncesine götürüp o gece yaşananları tekrar hatırlatıyor.

Doğrusu “15 Temmuz” gecesi yaşananlar karşısında insanın duygulanmaması, yüreğinin burkulmaması mümkün değil…

Hele “15 Temmuz” ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde hazırlanan bir anma programı var ki insan izlerken bambaşka bir duyguya kapıldı.

O gece “şehit” olan 249 ismin tek tek fotoğraflarının ekrana yansıyıp isimlerinin okunması yüreğimizi dağladı.

Ne insanlar “FETÖ’nün” asker kılıklı “hainleri” tarafından “şehit” edilmiş. Yaşlı genç, kadın erkek, çoluk çocuk demeden bu vatan için ne isimler “şehit” olmuş…

Bütün bunları izlerken salondaki gözü yaşlı “şehit” yakınlarının halini gördüğümüzde ise yüreğimiz daha bir parçalandı.

Özellikle “şehitlerin” görüntülerinin tek tek ekrana yansıdığı o anlarda gözü yaşlı annelerin halleri içimizi yaktı.

Zaten içinde “vicdan” denen duygunun “kırıntısı” bile olan birinin bu görüntüler karşısında duygulanmaması mümkün değil…

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki anma programında “şehit” yakınlarının kürsüye çıkıp konuşma yapmaya başlamalarıyla bambaşka bir ruh haline büründük.

Hangisini anlatsak! Her biri evladını, eşini, kızını, babasını, annesini “15 Temmuz” gecesi “şehit” vermenin gururu ile kürsüye çıktı.

Zaman zaman gözleri dolup “duygusal anlar” yaşansa da o “vakur” ve dik duruşları görülmeye değerdi. Hepsinin alınlarından öpüyoruz…

Evet, “15 Temmuz” akşamı bu vatan için, bayrak için, ezan için “şehit” olan 249 kahramana ve 2 bin 193 “gaziye” çok şey borçluyuz.

Elbette bu “şehitlerin” ve “gazilerin” vebali “FETÖ’cü” denen “hainlerin” peşini ne bu dünyada ne de “ahrette” asla bırakmayacaktır.

Hatta ucundan kıyısından “FETÖ” denen “alçağa” bulaşmış ve hala daha bu “alçaklara” arka çıkanlar bunun hesabını ya bu dünyada ya da “ahrette” verecektir…

Maalesef Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi “hala daha bu işin ciddiyetini kavrayamayanlar var!”

Hala daha körü körüne “FETÖ’cü” denen “alçaklara” bilerek veya bilmeyerek arka çıkanlar var!

Oysa olması gereken “şehitlerimizin ve gazilerimizin anısına” sahip çıkılmasıdır. Bilerek veya bilmeyerek içimizde gizlenen “FETÖ’cü” denen “hainlere” değil…