Hafta sonundan bu yana “Zeytin Dalı” adı altında başlatılan “Afrin” operasyonunda ilk “şehidimizi” verdik.

Operasyon kapsamında “Afrin’e” ilk giren kahramanlar arasında yer alan Piyade Astsubay Musa Özalkan çıkan çatışmada “şehit” düştü.

Allah rahmet eylesin. Allah mekânını “Cennet” eylesin. Geride bıraktığı ailesine de Allah sabırlar versin…

Tabi “şehit” Piyade Astsubay Musa Özalkan’ın operasyon öncesi yakınlarına bıraktığı “vasiyeti” bütün ülkeyi duygulandırdı.

Musa Özalkan yakınlarına, “Şehit olursam Telafer’deki Türkmen Balalar için anaokulu, kreş veya kültür merkezi yaptırın” diye “vasiyet” etti.

Üstelik bunun da devletin ailesine vereceği “şehitlik” parası ile yapılmasını isteyerek ailesine iletilmesini istedi…

Maalesef “şehitlik” mertebesinin ne anlama geldiğini bilmeyenler Musa Özalkan’ın bu duygularını anlayamaz.

Onlar sadece “şehitliği” yoksul insanların “gaza gelerek” öldüğünü ifade ederek insanların inançlarıyla dalga geçer.

Üstelik bunu da Profesör olmuş ama maalesef toplumda hayli sık rastladığımız “diplomalı cahiller” yapar…

Kimden bahsettiğimizi anlamışsınızdır. Şimdi burada sözüm ona bu “diplomalı cahil” profesörün adını vermeyeceğim.

Zira adını anıp bu sayfayı kirletip sizleri de günaha sokmak istemiyoruz. Sadece bu zavallıları Allah’a havale ediyoruz.

Profesör oldular diye her haltı bildiklerini zanneden bu zavallıları Allah nasıl biliyorsa öyle yapsın…

İnsanlar sadece savaşta “şehit” olmazlar. Ancak “Allah için, din, devlet, vatan, bayrak ve millet için” savaşırken “şehit” olmak mertebelerin en yükseğidir.

Kaldı ki “şehitlik” öyle herkese de nasip olmaz. Bunun içindir ki inanan biri olarak bizler her sabah evden “Yarabbi bizi ve yakınlarımızı ‘şehit’ eyle diye” dua edip çıkarız.

İsminin başında Profesör ifadesi bulunan bazı zavallılar bunu anlayamasalar da bizler her sabah güne bu dua ile başlarız…

Siz gidin sıcak odalarınızda profesörcülük oynayın! Her ne kadar inanmayıp alay etseniz de biz sizin tabirinizle, sizin için de, “gaza gelip ‘vatan’ uğruna ‘şehit’ oluruz.”

Yeter ki çenenizi kapayın! Hiç ilginiz ve bilginiz olmadığı apaçık anlaşılan “din, iman, vatan, bayrak ve ‘şehitlik’ konularında” inananlara profesörlük taslamayın!

Nitekim isminizin önünde profesör olsa ne yazar! Milletin gözünde, “Şehit Piyade Astsubay Musa Özalkan’ın vasiyeti” yanında diplomanızın “pul” kadar değeri yoktur…