Sakarya 15 Temmuz Milli İrade Derneği Başkanı Ali İnci, Cuma günü basınla buluşup, Sakarya’da “Gazi” unvanı verilmesi gerektiğini söyleyerek, konunun takipçisi olacaklarını dile getirdi.

Bu konuda mücadele vereceklerinin altını çizen Ali İnci, 15 Temmuz gecesi Sakarya Valiliğinin kapılarının kırılıp, kurşunlandığını, işgal edildiğini, 30 vatandaşın da gazi olduğunu söyledi.

Evet doğrudur. Sakarya, kalkışma gecesinde valilik binası işgal edilen tek şehirdir.

Konuya bu yönüyle bakıldığında Ali İnci son derece haklıdır.

Sakarya, “Gazi” unvanını sonuna kadar hak etmektedir.

Ama Sakarya, darbecilere karşı mücadele eden tek şehir değildir.

Unutulmamalıdır ki, bayrak ve vatan uğruna o gece 248 kişi şehit, 2 bin 196 kişi de gazi olmuştur.

Tüm Türkiye’de darbeci askerlere karşı tankların altına yatanlar, sokağa dökülenler unutulmamalıdır.

Yani, 15 Temmuz gecesi sadece Sakarya değil, tüm Türkiye ayağa kalkmıştır.

Ali İnci’nin “Sakarya’ya gazilik unvanı” verilsin açıklaması, akıllara “Sahibini arayan madalya” filmini getiriyor.

İzleyenler hatırlayacaktır, Tarık Buğra’nın senaryosunu yazdığı filmde Maraş’ın Fransızların işgalinden nasıl kurtulduğu anlatılmaktadır.

Birinci Dünya Savaşı'nda Fransızların Maraş’ı işgali sırasında, Müslüman bir kadının tesettürüne karşı yapılan bir hareket Sütçü İmam öncülüğünde bir ayaklanma başlatır. Kurtuluş mücadelesinden 5 yıl sonra Maraş’ın önde gelenleri belediye binasında toplanır ve Ankara’dan gelen önemli bir telgrafı okurlar. Telgrafta TBMM tarafından İstiklal Madalyası verilmek üzere kurtuluş mücadelesinde yer almış bir kişinin ivedilikte Ankara’ya bildirilmesi istenmektedir. Müftü Rafet Efendi’nin “Kime verelim? Arslan Bey’e mi? Muallim Hayrullah’a mı? Avukat Mehmet Ali Bey’e mi, Sütçü İmam’a mı? İzzet Derviş’e mi? Siz söyleyin Reis Efendi Kime verelim?” dediği sahne, bugün Ali İnci’nin, Sakarya’ya “Gazilik” unvanı istemesiyle benzeşmektedir.

Sayın Ali İnci, “Gazilik” unvanını kime verelim?

Ankara’ya mı, İstanbul’a mı, Kayseri’ye mi, Trabzon’a mı, Sakarya’ya mı?

Yoksa 15 Temmuz gecesi sokağa inip meydanları dolduran 81 İl’e mi?

Ve “Sahibini arayan madalya” filminin sonunda Müftü Rafet Efendi, İstiklal Madalyasının tek bir kişinin değil, kurtuluşta mücadele eden tüm önderlerin, yetimlerin, dulların, o dönemden önce ve sonra yaşamış ve yaşayacak olan şehrin kahraman halkının hakkı olduğunu söyleyerek konuşmasını bitirir.