Tıp Fakültesi’nde düzenlenen bir konferansta konuşan Ersan Tatlı, anjiyo sonrasında kalp damarlarından en az biri veya daha fazlası tam tıkalı olarak bulunan ve ameliyattan başka çare olmadığı söylenen hastalara yönelik yeni teknikler geliştirildiğini söyledi. Tatlı, “Eğer şeker hastası değilseniz, diyalize girmiyor ve böbrek yetmezliğiniz yoksa, kalbinizin pompalama fonksiyonu da normal ise o zaman ameliyat kararını gözden geçirmek gerekebilir” dedi. Ameliyata  alternatif olarak tam tıkalı damarları açmak için yeni teknolojik yöntemlerin geliştirildiğini söyleyen Tatlı, “Bu yöntem tam tıkalı damarlarda özel bir takım malzemeler kullanılarak yapılabilen bir işlem. Tıp camiasında CTO (kronik total oklüzyon işlemi) olarak bilinmekte. Normal stent takma işlemi ile benzer bir işlem, ancak işlem süresi biraz daha uzun. Yaklaşık yüzde 90 oranında başarı sağlanabiliyor. Ehil ellerde bu oran biraz daha iyi görünebiliyor. Biz kendi kliniğimizde bu alanda kendini geliştirmiş ehil ellerden oluşan bir ekiple bu işlemleri uygulamaktayız” ifadelerini kullandı.
Her gördükleri tam tıkalı damarı açmanın bir fayda getirmeyeceğini kaydeden Tatlı, şöyle devam etti: “Tam tıkalı damarın beslediği alanda canlı hücre varsa, o damarı açmak hastaya fayda sağlar. Aksi takdirde o damarı açmanın bir anlamı olmaz. Bu aynı şuna benzer; evde çürümüş bir çiçeğiniz var, her gün sulasanız da tekrardan canlanır mı? Tabi ki canlanmaz. İşte bizim dediğimiz de aynen buna benziyor. Tam tıkalı damarın beslediği alanda canlı hücre olmalı ki, damarı açtığımızda o bölge tekrardan hareket kazanarak kalbin pompalama fonksiyonuna katkıda bulunsun.”

Canlı hücre varlığını belli şekillerde anlaşılabileceğini dile getiren Tatlı, “Hastanın göğüs ağrısının varlığı, canlılık olduğunu gösterebilir. Bunun dışında kalp sintigrafisi, positron emiyon tomografi (PET), dobutamin stress ekokardiyografi gibi tetkiklerde canlı hücre tespiti için kullandığımız yöntemlerdir” diye konuştu. Tam tıkalı damarı açmamamın ileriki dönemlerde belli rahatsızlıklara sebebiyet vereceğini aktaran Tatlı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer canlı hücre olmasına rağmen tıkalı damarı açmazsak, ilerleyen dönemde kalp yetmezliği denen tablo gelişebilir. Yani, ilk başlarda yürümekle ya da iş yapmakla çabuk yorulma, sonraları istirahatte dahi rahat nefes alamama, bacaklarda şişme, geceleri rahat uyuyamama gibi şikâyetler gelişir. Bazen de ciddi ritim bozuklukları bu tabloya eşlik eder. Teknolojideki gelişmeler her alanda olduğu gibi sağlık alanında da hızla ilerliyor. Sistem eskinin aksine, cerrahiye gereksinim kalmadan küçük kesilerle tedaviden yana gibi görünmeye başladı.”