Güzin Balçık tarafından hazırlanıp sunulan ve www.medyadetay.com’da canlı olarak yayınlanan programa katılan Op. Dr. Hasan Feyzi Katıöz, Özel Beyhekim Hastanesi’nin çalışmaları ve Sakarya’da sağlık konularında açıklamalarında bulundu.

Görev yaptığı Özel Beyhekim Hastanesi’nin Sakarya’nın ilk özel hastanesi olduğuna dikkat çeken Dr. Katıöz, “Rahmetli Hikmet Kırdar tarafından Şifa Hastanesi adı ile kurulan ve daha sonra Beyhekim adını alan hastanemiz, Sakarya’nın ilk özel hastanesidir. Başlangıçta belli branşlarda hizmet vermeye başlamıştır ancak şimdi neredeyse tüm branşlarda hizmet veren bir hastane haline gelmiştir. Şu anda hastanemizde sadece birkaç branş bulunmuyor. Bunların da hizmete alınması için çalışmalarımız sürüyor. Birinci basamak yoğun bakım hizmeti veren bir hastaneyiz. Hastanenin yan tarafında bulunan arazi de hastanenin uhdesine alındı. Bu arazinin de hastaneye dahil edilmesiyle ikinci ve üçüncü basamak yoğun bakım servisleri de hizmete girecek” dedi.

Özel Hastanelerin durumu

Özel Beyhekim Hastanesi olarak yatırımları sürekli artırdıklarını kaydeden Katıöz, “Bakanlık artık 100 yatak altındaki hastanelere ruhsat vermek istemiyor. Biz de yatak sayımızı 100’ün üzerine çıkarmak için çalışıyoruz. Yatak sayısı artınca alınabilecek kadro sayısı da artıyor. Bakanlık ruhsat verirken, ilin yatak kapasitesine bakıyor. Belirlenen yatak kapasitesini aşmışsa il, bakanlık ruhsat vermiyor. Bunun yanında artık kamu hastaneleri de özel hastane gibi hizmet veriyor. Eskiden özel hastaneler az yatak olsun ama kalite olsun mantığı ile hareket ediyorlardı. Birçok hastane bu mantıkla kurulduğu için bu şekilde hizmet veriyordu. 2002 yılından itibaren başlayan Sağlıkta Dönüşüm programında, özel hastanelerde de yükü kaldırmaya davet etme durumu oldu. Dönüşümün ortalarına gelen ve artık bu bağlamda, SGK’nın bünyesine aldığı hastanelerde ek ücret alma durumunu kaldırmıştı. İnişli çıkışlı hareketler bu büyümeyi de engelliyor. Hastanecilik zor bir iş. Belli değerleri kabul ediyorsanız, hem iş dünyasının gereklerini, ayakta kalabilmek için yerine getirmek durumundasınız. Hem de en iyi hizmeti vermeniz gerekiyor. Sağlık Bakanlığı da kriterleri yerine getirenler ayakta kalabilsin gibi bir durum getirdi. En yeni yapılan hastane bile şehrin içinde kaldı. Bu durum genişleme imkanını kısıtlıyor. Özel hastane sahiplerinin düşünüp, birleşme konusunda karar vermeleri gerekiyor” diye konuştu.

Katkı payı

Beyhekim Hastanesinin kaliteden sorumlu başhekim yardımcısı olduğunu belirten Op. Dr. Hasan Feyzi Katıöz, “Bakanlığın kalite açısından getirdiği yaptırımlar önemli ama düşünülmeyen insan faktörü. Eskiden katkı payı alınmıyordu. Fakat bir hasta, örneğin muayene ücreti 22 lira ise, devlete bu paraya mal olmuyor. Bir hasta devlete 200-300 liraya mal oluyor. Katkı alınmadığı zaman da, insanlar önemli bir sağlık sorunu olmasa da sürekli hastanelere gidiyor. O zaman da SGK ciddi manada açık veriyor. SGK’nın açığı, 13 katrilyondan, 28-29 katrilyonlara çıktı. Sebebi de katkı payı alınmaması. Bundan sonra Bakanlık harekete geçti ve kademe kademe katkı payı alınmasının yolunu açtı. Hastanelere de kalitede belli kriterler konuldu. Eskiden İSO’lar vardı. Bunlar da ciddi maliyetlere sebep oluyordu. Şimdi, bakanlık kendi bünyesinde Hastane Kalite Sistemi kurdu. Kalite standartlarını arttırarak, aynı zamanda maliyetleri de düşürecek bir sisteme gitti. Ama özel hastaneleri de bir kenarda tuttu. Özel hastaneler SGK ile anlaşma yapınca, o ne derse onu yapıyoruz. SGK’ya bağımlıyız. Ama hiç kimse SGK’yı kaldırmayı düşünemez” dedi.

SGK’nın hastaya yansıyan kısmı

Katıöz sözlerini şöyle sürdürdü, “Hastanenin standardına göre, örneğin bir ameliyatın bin TL’sini ödüyorsa devlet, hastane olarak bunun yüzde 70’ini hastadan alabilirsiniz diyor. Ama hastaneler böyle bir ücreti almıyor. Hastanelerin hastalarını bilgilendirmesi lazım. Birileri çıkıp, şunu alamazlar, bunu alamazlar diyor. Ancak durum böyle değil. Katkı meselesi legal bir uygulamadır ama benim hastanemde yoktur.”

Özel hastanelerin sıkıntıları

Özel hastanelerin de bir takım sıkıntıları olduğuna dikkat çeken Katıöz, “Yeni genelgelere göre, bir takım yenilikler isteniyor. Hastane bir takım yatırımlar için izin almış ve yatırımı yapmış ama Bakanlık yeni bir düzenleme getirmiş. Bu sefer hastane tekrar yatırım yapmak zorunda kalıyor. Bu da maliyet demek. Birçok hastanede inşaatlar var. Çünkü bakanlık yeni genelgeler yayınlayarak, yeni bir şeyler istemiş. Bu durum da hastaları mağdur ediyor. Hastanelerdeki eksikler için ilk kontrolde ceza, ikinci kontrolde ise kapatmaya kadar gidiyor. Kamu hastanelerinde böyle bir sıkıntı yaşanmıyor. SGK kontrol etmiyor ve kesintiye gitmiyor. Ama özel hastaneler daha sık kontrol ediliyor ve cezalar kesiliyor. Bu kadar yap-boz doğru değil. SGK’nın hiçbir şeyi araştırıp sormadan, adeta at gözlüğü ile bakarak bütün emeği yok etmesi doğru değil” diye konuştu.

Kamu Hastaneleri

Sağlıkta dönüşümün üç ayağı olduğunu söyleyen Katıöz, “Bunlar, aile hekimliği, tam gün yasası ve kamu hastaneleri. Eskiden sağlık müdürleri vardı. Müdür yardımcılarından kimi hastanelere, kimi acillere, kimi sağlık ocaklarına bakardı. Sağlık müdürlüğü, bu sistemle ön görülen bir pozisyon alarak geriye çekildi. Halk sağlığı da, sağlık ocakları ve toplum sağlığı merkezleri ile 112 hizmetlerini organize edilen birimin başında. Kamu Hastaneleri Birliği ise, kamu hastanelerini yöneten kişi. Adı sekreterlik çünkü, 7 kişilik bir yönetim kurulundan oluşacaktı. Ama yönetim kurulu kaldırıldı. Genel sekreter tayin edildi. Aslında bu sağlığın yerinden yönetimiydi. Başlangıcı bu şekildeydi. Mali politikayı düzeltmek için, israfı önlemek, başhekim ve hastane yöneticilerini yerli yerine oturtan bir hizmet olarak hayata geçirilecekti. Fakat bu olmadı. Şimdi yeniden geriye dönülme söylentileri var. Üç başlılık, kim kimi nasıl denetleyecek durumunu ortaya çıkarıyor. Dolayısıyla, sistem güzel ama uygulamada bir takım sıkıntılar olması nedeniyle geri dönüş olabilir” dedi./ MEDYADETAY