SAÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Akdemir doğumsal kalp hastalıklarının büyük oranda tedavi edilebildiğini ancak bunun için “altın dönem” denilen belirli bir zaman periyodu olduğunu söyledi.

Doğumsal kalp hastalıklarının sebebinin tam olarak bilinemediğini belirten Akdemir, “Bugün için, doğumsal kalp hastalıklarının tamamının kesin sebebi ortaya konulamıyor. Bazılarında genetik geçiş var yani ailede birinde varsa diğerlerinde de olma riski yüksek. Yine anne karnındayken alınan ilaçlar, x ışınları ve benzeri zehirleyici ajanları sayabiliriz. Ancak ‘doğumsal kalp hastalıklarının kesin sebebi şu, bunu kaldırınca bu hastalığı ortadan kaldırıyoruz şu sebebi var bunu da kaldırınca bu hastalığı ortadan kaldırıyoruz’ demek mümkün değil” şeklinde konuştu.

Doğumsal kalp hastalıklarının birçok disiplini ilgilendiren bir hastalık olduğunu belirten Akdemir şunları söyledi; “Doğumsal kalp hastalıkları farklı bir konu ve gerçekten değişik bir disiplin adı altında izlenmesi gerekiyor. Anne karnındayken daha çok kadın doğumcuları ve embriyologları ilgilendiriyor. Doğduktan sonra çocuk kardiyologlarını ve çocuk sağlığı hastalıkları uzmanlarının incelemesi alanına giriyor. Belli bir yaşın üstünde de erişkin kardiyologlar tarafından takip ediliyor. Bu işin bir de cerrahisi var yani çoklu disiplin ilgilendiren bir hastalık grubu.”

Anne karnında teşhis

Doğumsal kalp hastalıklarının anne karnında teşhis edilebileceğini dile getiren Akdemir, “Türkiye’deki sağlık sisteminin geldiği noktada bu tür hastalıkları tespit etmek kolaylaştı. Genelde kadın hastalıkları ve doğum uzmanları hastaların tamamında ultrason yapıyorlar ve kuşku duyulan hastalar 2. düzey ultrasonla daha detaylı bir incelemeden geçiriliyor. Bu konuda yetişmiş uzmanlar bu detaylı taramayla bebekte ne tür kalp rahatsızlığı olduğunu, bu rahatsızlığın ölümcül olup olmadığını, ne tür bir yerde doğum yapılması gerektiğine karar veriyorlar” diye konuştu.

Tedavi edilebilir

Kalbin bütün organları ilgilendiren hayati bir organ olduğunun altını çizen Akdemir kalpteki herhangi bir gelişme kusurunun tek başına etkili olmadığını, genelde eşlik eden bir takım bulguların olduğunu söyledi. Doğumsal kalp hastalıklarının teşhis edildikten sonra bir takım sınıflamalara tabi tutulduğunu dile getiren Prof. Dr. Akdemir, “Morarması olanlar, olmayanlar, siyanoz olan, olmayanlar, basitler ya da kompleks olanlar şeklinde sınıflandırılıyor. Ancak şöyle kabaca baktığımızda bu hastalıkların hemen hemen yüzde doksanına yakınında açık cerrahi ya da kapalı tedavilerle nihai bir çözüm bulunabiliyor” dedi.