“Acıdan bağırmaya başladım”
Sapanca Hacımercan Mahallesi’nde yaşayan Muhammet Ş., karın ve bel ağrısı nedeniyle Sapanca İlçe Hastanesi’ne giderek muayene oldu. Ardından Muhammet Ş.’ye ağrı kesici bir iğne yapıldı. Ancak daha sonra yaşananlar Muhammet Ş.’nin hayatını adeta bir kabusa çevirdi.
Ağrı kesici iğne yapılmasının ardından gelişen kanama nedeniyle kalça kısmında büyük bir oyuk oluşan ve üç kez ameliyat olan Muhammet Ş.nin hayat mücadelesi neredeyse üç aydır devam ediyor.

Dördüncü ameliyata hazırlanan iki çocuk babası Muhammet Ş., yanlış vurulan iğnenin ardından gelişen ve adına Hematom dedikleri bu durumdan dolayı tarif edilemez acılar yaşadığını ve mağdur olduğunu söyledi.

Kalça kısmında oyuk şeklinde kocaman yara oluştu
Muhammet Ş., kalça kısmında büyük bir oyuk şeklinde yara oluştuğunu, bu yaraların sürekli çürümesi nedeniyle bacağından alınan parçalarla kapatılması için üç kez ameliyat masasına yattığını, ancak üç aydır durumunda gözle görülür bir iyileşme gerçekleşmediğini belirtti.

“Maddi ve manevi tazminat davası açtım”
Yaşadığı acılardan dolayı olaya sebebiyet veren Sapanca İlçe Hastanesi yetkililerinin kendisi ile hiç ilgilenmediğini kaydeden Muhammet Ş., “Olay sonrası hastaneden hiç arayıp sormadılar. Sağlık Bakanlığı’na maddi ve manevi tazminat davası açtım” dedi.



“Yaralarım çürüdüğü için 3 ameliyat geçirdim”
Yaraları çürüdüğü için 3 kez ameliyat olduğunu kaydeden Muhammet Ş. “29 Temmuz’da Sapanca İlçe Hastanesi’ne muayeneye gittim. Doktora ‘Terleyince karnım ve belim çok ağrıyor. Bana bir serum takın ağrım geçsin’ dedim. Doktor, serum yerine iğne vereceğini söyledi. İğneyi hemşire hanıma teslim ettim. Hemşire enjeksiyonu batırır batırmaz, ben bağırmaya başladım. Çok canım yandı. Sinir damarımdan vurdu. Bağırmamla birlikte bütün herkes başıma toplandı. Hemşire hanım iğneyi çekti yine bağırdım. ‘Ben o kadar iğne vuruldum hiç böyle bir acı çekmedim’ dedim. Oradan çıkarken kapının dibinde ‘Ben ölüyorum, beni kurtaran yok mu?’ diye bağırdım. Muayene eden doktoru gördüm ona söyledim. Kendisi bana ‘Bir şey olmaz ovala geçer’ dedi. Baktım ilgilenen yok, yavaş yavaş yürümeye başladım. Köprübaşı’na vardığımda yolda düştüm. Eniştemi aradım beni aldı. Sabaha kadar ağrım devam edince Pazartesi günü, Toyota Hastanesi’ne gittim. İlaç verdiler. İlaçları içince daha fena oldum. 5 Ağustos’ta Sakarya Eğitim Araştırma Hastanesi’ne gittim. Orada bir serum taktılar. Bu arada kalçamdaki yara da büyümeye ve iyice oyulmaya başlamıştı. OHAL olduğu için uzun rapor vermediler. Üç gün sonra tekrar Sapanca İlçe Hastanesi’ne gittim. Dilekçe verdim. Beni Genel Cerrahiye yönlendirdiler. Genel Cerrahi muayene etti ve Cuma’ya randevu verdi. O zamana kadar bekleyemedim. Pazar akşamı beni acile kaldırdılar. 8 Ağustos’ta ilk ameliyatımı oldum. Çok acılar çektim. Her akşam ağladım. Kimseye sesimi duyuramadım. Ameliyattan sonra bir hafta yattım. Oğlumun sünneti olduğu için taburcu olmak istedim. Bir hafta boyunca da Sapanca ve Adapazarı arasında pansuman için mekik dokudum. 26 Ağustos’ta yeniden hastaneye yattım ve tekrar ameliyat oldum. Ameliyatta bu sefer yaram daha da büyüdü. 11 Eylül’e kadar hastanede kaldım. Bayram izni için tekrar çıktım. Allah nasip ederse Pazartesi tekrar ameliyat için yatış yapacağım. Ameliyat inşallah güzel geçer ve ben de bu ağrılarımdan kurtulurum. Sapanca İlçe Hastanesini mahkemeye verdim. Rabbim hayırlısını nasip etsin. Tek derdim bu ağrılardan kurtulmak” dedi.

Muhammet Ş., çektiği ağrıların üzerine bir de işsiz kalmasının yükünü binmesi ile mağduriyetinin iki kat arttığını, bu bu yüzden psikolojisinin de bozulduğunu sözlerine ekledi. / SAPANCA YENİSES GAZETESİ