6-12 Nisan tarihleri arası polis teşkilatının kuruluş günü ve haftasıydı…

Bir gün gecikmeyle, can güvenliğimizin teminatı olan polis haftası ile ilgili birkaç kelam etmek istiyorum…

Polis güven demektir…

Polis özgürlük demektir…

Polis demokrasi demektir…

Polis kanun demektir…

Polis adalet demektir…

Polis şehir demektir…

Polis gazi demektir…

Güneydoğuda teröre karşı hala amansızca mücadele veriliyor…

15 Temmuz hain darbe girişimine de canıyla ve kanıyla milletle beraber karşı koyan bu vatanın polis evlatlarıydı…

Verilen bu mücadele sonucu şehit düşen asker ve polisimizi rahmetle anıyor, yakınlarına ve Türk milletine baş sağlığı diliyorum…

Gazilerimize de geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum…

Konuyu birazcık açmam gerekirse: Bir ülkede güvenlik ve asayiş dendiğinde akla ilk gelen meslek grubu polislerdir...

Güvenlik güçlerimiz, canları pahasına da olsa suçluların peşine düşmekte ve bizlere huzurlu bir toplum sunmak için ellerinden geleni yapmaktadırlar...

Polislik görevi toplumun en önemli meslekleri arasındadır...

Çünkü bir toplumun gelişmişlik oranı suçluların sokaklarda gezmemesi ve halkın huzur içinde yaşamasıyla da ölçülebilir...

Güvenlik güçlerimiz gece gündüz demeden bazen aç, bazen uykusuz halde görevlerini yerine getirerek, vatandaşın yani bizlerin sorunsuz bir toplumda yaşamamız için çalışırlar...

Güvenlik güçlerimize sadece polis haftasında değil, her zaman saygıyla anmalıyız ve onların görevlerini en iyi şekilde yapabilmeleri için onlara her zaman yardımcı olmalıyız…

Kötü polisleri ise bu yüce kurumda bir an bile tutmamalıyız…

1845 tarihi, Türk Emniyet Teşkilatı açısından önemli bir noktadır. Çünkü bu tarihe kadar zabıta olarak nitelenen teşkilat; 10 Nisan 1845 (12 Rebiü’l Evvel 1261)’den itibaren polis adı altında hayata geçmiş ve Emniyet Teşkilatının kuruluş günü olarak kabul edilmiştir...

Yeniçerinin ortadan kaldırılmasından sonra, başkentte ve eyaletlerde zabıta hizmetleri eskisiyle kıyaslanmayacak derecede gelişmesine rağmen; bu hizmetler karışık ve ayrı ayrı kurumlara bağlı olarak yürütülmekteydi. Teşkilat ve yürütme alanındaki bu karışıklığı ortadan kaldırmak amacıyla ilk defa 10 Nisan 1845’te İstanbul’da ilk polis teşkilatı kurulmuş, görevleri de yine aynı tarihte yayımlanan Polis Nizamnamesinde belirtilmiş ve bu durum yabancı elçiliklere de bir yazı ile bildirilmiştir…

Bu nizamnamede polis teşkilatının kuruluş amacı, belde güvenliğini sağlamak olarak belirtilmiştir…

Bu çalışmalara rağmen, karışıklık devam etmiş, İstanbul’da polis hizmeti; Yeniçeri Ağası yerine geçen Serasker, İhtisap Ağası ve Polis adını taşıyan teşkilatlar tarafından yürütülmüştür. Taşrada ise güvenlik hizmetleri, Sipahilerden oluşan zaptiyelerle ve Asakir-i Mansure alaylarıyla yürütülmüştür…

Hülasa…

Türkiye’de ve Sakarya’da polisimiz görevlerini layıkıyla yerine getirmektedirler…

Başta Sakarya Emniyet müdürü Fatih Kaya son aylarda hırsızlara, arsızlara, teröristlere, çetelere, kaçakçılara yaptığı başarılı operasyonlardan dolayı da  tebrik ederim…

Polis teşkilatının 175’nci yılını kutlamaktayız ve bizde canı gönülden kutlarız…

Polis bizim canımızdır, yüreğimizdir…

Sağlıcakla kalın...