Ozon, oksijenin çok yüksek enerji taşıyan bir şeklidir. 3 oksijen atomunun birleşmesiyle meydana gelen bir molekül olan ozon, oda sıcaklığında renksiz, karakteristik kokusu olan, yüksek yerlerde veya deniz kıyısında hissedilebilen bir gazdır.

Günümüzde, şeker hastalığı ve yüksek tansiyonun kontrolünde, kronik hepatitin tedavisinde başarılı sonuçlar sağlayan ozon tedavisi, hücre yenilenmesini hızlandırdığı için; eklem ağrıları, kireçlenmeler, bel ve boyun fıtıkları, fibromiyalji gibi rahatsızlıkların tedavisinde, genelde uygulanan klasik fizik tedavi yöntemleri (sıcak, soğuk, elektrik akımları, ses dalgaları, vb) gibi etkili bir tedavidir. Özellikle PRP veya nöral terapi ile kombine bir tedavi programı izlendiğinde daha kısa sürede ağrılar azalır ve kalıcı iyileşme sağlanır. Bu tedavi ile eklemlerde yer alan kıkırdak dokular hızlı bir iyileşme sürecine girer.

Eklem ağrıları ve kireçlenmelerde, bel ve boyun fıtıklarında, fibromiyaljide: 2. ve 3. seanstan itibaren ağrılarda hızlı bir azalma görülür. Hasta eklemlerini daha rahat hareket ettirmeye başlar, günlük yaşam aktivitelerinde daha bağımsız hale gelir. Uygulanan tedavi ile mevcut fıtık hacmi küçülür, fıtık bölgesinde yara dokusu oluşması engellenir ve bir süre sonra o bölgedeki görüntü normalde döner. Tedavi sonucu sağlanan iyileşme, bilinen fizik tedavi uygulamalarına yakın süre etkisini devam ettirir, kaliteli bir iyileşme sağlanır.

Diyabet (Şeker Hastalığı): 3 aylık bir dönem içerisinde 12 seans tedavi uygulanır. Tedavi süreci sonunda hastanın açlık ve tokluk kan şekeri düzeyleri ile hiperlipidemisi dengelenir. HemoglobinA1c değeri normal sınırlara geriler. Meydana gelen iyileşme uzun süre devam eder. Mevcutta kullanılan ilaçlara olan ihtiyacı azaltır. Kalıcı şifa söz konusu değildir. Şekerin regülasyonu ve antidiyabetik medikasyon gereksinimi azalır.

Hepatit B, C (Kronik Viral Karaciğer Hastalıkları): 4-5 aylık bir dönem içerisinde 20 seans ozon tedavisi kullanılır. Tedavi sonrasında hastanın karaciğer enzim seviyelerinde azalma, virüs testlerinde düzelme sağlanmakta olup eğer tedavi uzatılırsa kalıcı iyileşme yaşanmaktadır. 

Alerji ve Alerjik Astım: 2-3 aylık bir dönem içerisinde 8-12 seans arası ozon tedavisi kullanılır. Tedavi sonucunda nefes darlığı, cilt döküntüleri, kaşıntı, burun tıkanıklığı gibi alerjiye bağlı semptomlar geriler. 

Hipertansiyon: 4-5 aylık bir dönem içerisinde 20 seans ozon tedavisi uygulanır. Tedavi sonucu hastanın tansiyon değerleri yavaşça normale döner. Kullandığı ilaç miktarı azalır. Tedavi sonucu elde edilen iyileşme tedavi tamamlandıktan sonra da uzun süre devam eder. 

Ozon Tedavisinin Kullanıldığı Diğer Alanlar Kronik yorgunluk sendromu, migren, damar hastalıkları, sağlıklı yaşam ve stresle mücadele, detoks, cilt hastalıkları, sindirim sistemi bozuklukları, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, genitoüriner sistem rahatsızlıkları vb. alanlarda ozon tedavisi ile hücre yenilenmesi tetiklenerek hızlı ve kalıcı iyileşmeler elde etmek mümkündür.

Ozon Etki Mekanizması Ozon uygulaması esnasında oksidatif stres ve lipid oksidayonu sonucu oluşan hidrojen peroksit ikincil haberci gibi davranarak ozon tedavisinin biyolojik etkilerine aracılık eder. Tekrarlayan ozon uygulamaları sonucunda antioksidan sistem uyarılarak oksidatif strese karşı direnç gelişir. Ayrıca hücre membranında bulunan yağ asitlerinin oksidasyonuna bağlı olarak çeşitli sitokin düzeyleri de artar. Ozon tedavisi özellikle inflamatuar sürecin yoğun olarak yaşandığı ve immün sistemin ön planda yer aldığı fizyopatolojik durumlarda yardımcı tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır. Bu durumlardan bazıları yara iyileşmesi, yaşa bağlı makuler dejenerasyon, iskemik ve infeksiyöz hastalıklardır. 

Ozon Yan Etkileri Ozon tedavisinin yan etkisi yok denecek kadar azdır. Şimdiye kadar bildirilen yan etkiler uygulama hatalarına bağlı lokal komplikasyonlardır.

Ozon tedavisinin yararları

  • Daha temiz,yumuşak ve daha gençleşmiş bir cilt,
  • Hücre ve dokulara giden kan dolaşımını hızlandırır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,enfeksiyon hastalıklarına karşı direnci arttırır,
  • Damarları yeniler,tansiyonun düzelmesini sağlar,
  • Kan ve lenf sistemini temizler,
  • Derinin üçüncü bir böbrek ya da ikinci akciğer sistemi gibi çalışmasını sağlar,
  • Kaslarda biriken toksini gidererek kasları gevşetir ve yumuşatır,esnekliğini arttırır,
  • Eklem ağrılarını ve kas rahatsızlıklarını iyileştirir,
  • Hormon ve enzim üretimini normale döndürür,
  • Beyin fonksiyonlarını ve hafızayı kuvvetlendirir,
  • Depresyon ve sıkıntıyı giderir,
  • Stres hormonu olarak bilinen adrenalini okside ederek, depresyon kaynaklı gerginliği gidermeye yardımcı olur. 

Tedavi yöntemleri Nelerdir?

Major yöntem: En yaygın kullanım metodudur. Bu metodla kişiden alınan 100 ml kan, dozu belirlenmiş ozonla karıştırıldıktan sonra tekrar kişiye damar yoluyla verilir.

Minor yöntem: Kişiden alınan 2 - 5 cc arası kan, belirlenmiş dozda ozonla karıştırılarak kas içine enjekte edilir.

Vücut boşluklarına ozon verilmesi: Rektal, vajinal ve kulak yoluna püskürtme yöntemi ile kişiye ozon verilir.

Eklem içine ozon gazı verilmesi: Kas iskelet sistemi rahatsızlıklarında, uygun bir iğne ile belirli dozda ozon gazı kişinin eklemlerine enjekte edilir. 

Ozon terapisi, düşük riskli ve genellikle standart medikal tedavilerin eşliğinde tamamlayıcı, destekleyici ve yeniden yapılandırıcı bir metottur.