Hükümet “hayvan hakları” ile ilgili bir kanun hazırlıyor.

Yapılan açıklamalara göre taslak hazır.

Buna göre yolda bir köpeğe çarpıp bırakana ağır cezalar geliyor.

Tabi kanun sadece yolda bir köpeğe çarpıp kaçanlara uygulanacak müeyyidelerle sınırlı değil.

İlgili kanun daha bir çok konuda hayvanları koruyan maddeler içeriyor…!

***

Elbette hayvanlara eziyet etmek doğru değil.

Onların da bir can taşıdığını herkes bilmeli.

Dolayısıyla bulunduğumuz çevrede onlarla birlikte yaşamaya alışmalıyız.

Ancak bu konuda yetkililerin ve de hayvan sahibi olanların da sorumlulukları olduğu unutulmamalıdır…!

***

Özellikle de sokak köpekleri konusunda yetkililer ciddi önlem almalı.

Zira bilhassa da yol kenarlarında dolaşan başıboş sokak köpekleri sürücüler için ciddi bir sıkıntı oluşturuyor.

Sen normal yolunda belli bir hızla seyir halindesin.

Aniden yola bir köpek fırlıyor.

Hele bir de “otoyol” veya “bölünmüş” yoldaysanız ne yapakcısınız…?

***

Arkanızda bir sürü araç var.

Hepsi belli hızda geliyor.

Sağında “bariyer.”

Solunda araç var.

Köpeğin biri de çalı arasından fırlayıp kendini arabanın önüne atıyor.

Gel de köpeğe çarpmamak için ani fren yap.

Direksiyonu;

Sağa, sola döndür…!

***

Doğrusu “F1 pilotu” olsanız bu şartlarda köpeğe çarpmama ihtimaliniz yok.

Ya kendi hayatınızı ve araçta bulunan “sevdiklerinizin” canını “tehlikeye” atıp ani frenle birlikte direksiyonu kıracaksınız.

Ya da köpeğe çarpıp duracaksınız.

Herhalde kimse köpeğin hayatını kurtarmak için kendi ve yakınlarının canını “tehlikeye” atmaz.

Zaten “atarım” diyen de yalan söyler…!

***

Zaman zaman köpeğe çarpmamak için ani fren ve direksiyon kıran sürücülerle ilgili haberleri okuyoruz.

Bu yüzden hayatını kaybeden ve ömür boyu sakat kalanlar olduğunu biliyoruz.

Dahası bir köpek yüzünden araçta bulunan sevdiklerini kaybedip “vicdan azabı” çekenlerin sayısı da az değil.

Can kaybı ve yaralanma olmasa bile, yaşanan “korku” yetiyor.

Hiç bir şey olmasa bile aracın aldığı hasar insanların “ocağına incir ağacı” dikiyor…!

***

Buyurun;

Daha geçen gün aynı olay bizim başımıza geldi.

“Kaynarca bölünmüş yolda” normal bir hızda seyrediyoruz.

Hızımız da “90-100 km” civarı.

Önümüzde de bir motosikletli var.

O önde biz arkada gidiyoruz.

Aniden yola bir köpek çıktı.

Önümüzdeki motosikletli köpeğe çarpmamak için sağa sola yattı.

Neyse ki düşmeden ve köpeğe çarpmadan işi kurtardı.

***

Ancak hemen arkada biz de ne yapacağımızı şaşırdık.

Kazıkla freni.

Direksiyonu, sağa, sola kır, derken “kıl payı” kurtardık.

Maazallah motosiklet sürücüsü motoru devirse bizim altımızda kalacak.

Ondan sonra “anlat kızım Melahat…!”

***

Araç sahipleri için en tehlikeli kazalardan bir de köpeğe çarpmaktır.

Nitekim hiçbir sürücü “otoyolda” veya “bölünmüş yolda” şunu istemez;

- Karşıma bir köpek çıksa da ezip geçsem!

Dolayısıyla yollarda bir sürücü köpeğe çarpıyorsa bu sürücünün kabahati değildir.

Eğer köpekler yollarda “telef olmasın” diyorsanız yapılacak iş bellidir.

Bariyerlerin etrafına çekersiniz “tel örgü” olur biter.

Yoksa bırakın köpeği, ineklerin bile “cirit” attığı yollarda bu tür kazalar devam eder.

***

Netice itibariyle;

Başta yetkililer olmak üzere kimse “tedbir” almayacak ve tek suçlu sürücü olacak.

Başkalarını bilmem ama yollarda önce kendimizin ve sevdiklerimizin güvenliği gelir.

Bizim ve sevdiklerimizin canı bir köpekten daha değerlidir.

Her şeye rağmen biz yine de dikkatli oluruz.

Ancak kimse de bizden bir köpek için kendimizin ve sevdiklerimizin canını tehlikeye atmasını beklemesin…!