Gerçi Neşat Sazoğlu geçen gün köşesinde yazdı ama konuya ben de değinmeden geçmek istemedim.
Malum İçişleri Bakanı Süleyman Soylu geçtiğimiz gün 81 ilin valilerine bir genelge gönderdi.
Buna göre her ay illerin valileri ayırım yapmadan vatandaşların derdini dinlemek adına toplantı düzenleyecek…
Hatırlayanlar bilir, eskiden bu tür toplantıları belediyeler yapardı. Vatandaşın ilgisi de oldukça yoğun olurdu.
Belediye başkanları ayın belirli günlerinde daire müdürlerini toplar vatandaşın derdini dinlerdi.
Belediyelerde “halk toplantıları” adı altında yapılan bu görüşmelerde çok ilginç şikâyetler ortaya çıkar ve sorun halledilmeye çalışılırdı…
Ne olduysa bu gelenek bozuldu ve “halk toplantıları” adı altında düzenlenen bu vatandaş görüşmeleri unutuldu.
Zaman içinde bırakın milletle toplantı yapmayı, bir derdini, şikâyetini anlatmaya gelen vatandaş başkanlarla görüştürülmez oldu.
Sonrasında da belediye başkanları bir yana, vatandaş şikâyetini anlatacağı daire başkanı veya müdürle bile görüşme imkânı bulamadı…
Geçen yıllar içinde de “beyaz masa” diye bir hizmet birimi icat edip vatandaşla belediye başkanı arasına bir duvar örüldü.
Belediyelere sıkıntısını anlatmaya gelen vatandaş “bir derdin varsa şikâyetini ‘beyaz masaya’ bildir” diye baştan savıldı.
Hal böyle olunca belediye başkanları ile vatandaşlar arasındaki duvar da iyice kalınlaşıp aşılması imkânsız bir hale geldi…
Şöyle bir etrafa bakın, “demokrasi mitingleri” dışında mahallenizde, sokağınızda veya caddenizde en son hangi belediye başkanını gördünüz?
Muhtemelen birçoğunuzun, belki de hemen hemen hepinizin vereceği cevap “hiç birini” şeklinde olacaktır.
Zaten biz de ne sokakta, ne mahallede, ne de caddede uzunca bir zamandan beri hiçbir belediye başkanını görmediğinize eminiz…
Doğrusu Cumhurbaşkanı Erdoğan, her fırsatta ve her mekânda milletle bir araya gelirken belediye başkanlarının vatandaşla aralarına duvar örmesi çok manidardır.
Anlaşılan Cumhurbaşkanı her daim milletiyle birlikte olmaya çalışırken, belediye başkanlarının vatandaşla aralarına duvar örmesi ciddi rahatsızlık vermişe benziyor.
Dolayısıyla belediye başkanlarından bu konuda ümit kesilince de “o görev seçilmişlere değil atanmışlara verildi.” Tuhaf. Hem de çok tuhaf…