Üzerinden tam iki yıl geçti.

Ancak yaşananlar hafızalarımızda halen daha taze.

Zaten unutmak da mümkün değil.

“O gece” Türkiye öyle büyük bir “hainlikle” karşılaştı ki, insan bunu ifade etmekte zorluk çekiyor.

Asker üniforması giyen alçakların ilk hedefi “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı” derdest edip ardında da devleti parçalamaktı.

Çok şükür “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın” basireti ve dik duruşu sayesinde bu “kalkışma” başarıya ulaşamadı.

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın” çağrısı üzerine meydanlara koşan bu millet “Başkomutana” ve devletine sahip çıktı…!

***

Tabi “15 Temmuz” akşamı milletin yazdığı “destanı” bugünlerde çok daha iyi anlıyoruz.

Ortaya çıkan “görüntüler” ve tanıkların ifadeleri memleketin her tarafında ne kahramanlıklar yaşandığını gözler önüne serdi.

Doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine 81 il adeta “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın” çağrısı üzerine ayağa kalktı.

“15 Temmuz” akşamı “FETÖ’nün” asker kılıklı hainleri, teröristleri her şeyi hesap etmişti.

Ancak bu milletin cesaretini ve “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın” dik duruşunu ve basiretini hesap edememişti.

Havadan, karadan, denizden organize olarak saldırdılar.

Milletin üzerine bomba ve mermi yağdırdılar.

Hatta alçakça, canice, şerefsizce bu milleti “tanklarla” ezip geçmeye kalktılar.

Ancak bu millet “Başkomutanından” aldığı emirle meydanlara çıktı ve uçağa, tanka, tüfeğe “kafa tuttu.”

Hayatı pahasına “FETÖ’nün” asker kılıklı hainlerine, teröristlerine geçit vermedi.

“Pabucun pahalı olduğunu anlayan” bu “FETÖ” ve onun “haşhaşileri” çok geçmeden teslim olmaya başladı.

Birçoğu da çareyi “arkalarına bile bakmadan kaçmakta buldu…”

***

“15 Temmuz” destanını yazan bu millet “gazi bir millettir.”

Nitekim “15 Temmuz’da” toplam “250 şehit” verildi.

“2 bin 193” kişi de “gazi” oldu.

Allah “şehitlerimizin” mekânını “cennet” eylesin.

“Gazilerimize” de uzun ve sağlıklı ömürler versin.

Zira bu devlet ve millet başta “şehitlerimize” ve “gazilerimize” çok şey borçlu…!

***

Gerçi hala daha “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın” dediği gibi “bu işin ciddiyetini kavrayamayanlar var.”

Hala daha “15 Temmuz’a” kalkıp “kontrollü darbe” diyebiliyorlar.

Adamlar uçaklarıyla, tanklarıyla, tüfekleriyle gelmiş, “250 şehit” vermişin, “2 bin 193” kişi de “gazi” olmuş, hala “kontrollü darbe” diyorsun!

İnsanda biraz “insaf” ve izan olur…!

***

Aslına bakarsanız bu “kontrollü darbe” çığırtkanlarına şunu sormak lazım!

Hangi rütbeli “Kontrollü darbe yapacağız. Sizler yakalanıp ömür boyu hapis yatacaksınız. Belki de öleceksiniz” diye bir saçmalığın içine girer?

Adam yıllarca yaptığı “kariyerini” bir “saçmalıkla” kaybetmeye razı olur mu?

“15 Temmuz’da” yaşananlar bal gibi bir “kalkışma” ve “darbe” girişimi hatta Türkiye’yi “işgal” hareketiydi.

Tabi bazıları “15 Temmuz” akşamını bir “sıçan” gibi saklandıkları delikten takip ettiklerinden bu anlayışa sahip olmaları normaldir…

***

Kim ne derse desin!

“15 Temmuz” Türkiye’nin yeniden “dirilişinin” miladı olmuştur.

Bu millet Türkiye Cumhuriyeti’nin parçalanamayacağını, işgal edilemeyeceğini, bölünemeyeceğini ve bir daha “darbe” yapılamayacağını tüm dünyaya ilan etti.

EVELALLAH “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın” başkanlığında bu ülke artık “şaha” kalkmıştır.

Elbette “Cumhurbaşkanlığı sistemiyle” birlikte Türkiye’nin bu “şahlanışını” hazmedemeyenler her zaman olacaktır.

Ancak “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da” dediği gibi;

“Başaramayacaksınız!”

“Milletimizi bölemeyeceksiniz!”

“Vatanımızı parçalayamayacaksınız!”

“Bu ülkeye diz çöktüremeyeceksiniz!”

“Ezanları susturamayacaksınız!”

Allah vatanımızı, milletimizi ve “inananları” korusun. Amin…!