Yeri geldiğinde hep mızırdanılır.

Sakarya’nın büyük bir kasaba görüntüsünden kurtulamadığından şikâyet edilir.

Yetmez komşu iller Sakarya’ya sürekli örnek gösterilir.

- Onlarda şunlar, şunlar var!

- Bizde niye yok?

Diye de dert yanılır.

Sonra da;

- Bu şehirde yaşamaktan “mutlu” değilim!

Diyenler bile çıkar.

Hatta Sakarya’yı terk etmekle ilgili cümleler bile kurulur…!

***

Bu tür cümleler sıklıkla kurulur kurulmasına da;

Kimsenin çekip gittiğini göremezsiniz.

- Vay o ilde şunlar var!

- Şu şehir şöyle güzel böyle güzel!

Derler.

Hatta bazı şehirlere turlar bile düzenlerler.

Dönüşte de ballandıra, ballandıra anlatırlar.

Ancak;

Her şeye rağmen bu insanlar çok eleştirdikleri bu şehirde yaşamaya devam eder…!

***

Bundan da anlaşıldığı üzere;

Her ne kadar bazıları mızırdansa da Sakarya öyle kolayca vazgeçilecek bir şehir değil.

Bir çırpıda silinip atılacak bir yer değil.

Hele “mutsuz” insanların yaşadığı bir yer değil.

Tam tersi Sakarya;

Öve, öve bitiremediğimiz.

Gıpta ettiğimiz iller arasında en yaşanabilir şehirlerden biri…!

***

Bunu biz söylemiyoruz!

Yapılan araştırmalar böyle diyor.

Nitekim “mutsuz insanların en çok yaşadığı iller” araştırmasına göre;

Sakarya’da yaşayan insanların büyük bir çoğunluğu hayatlarından memnun!

Zira bu araştırmaya göre Sakarya “mutsuz insanların en çok yaşadığı iller” arasında 75’inci sırada yer alıyor.

Yani Sakarya’da yaşayıp da hayatından memnun olmayan kişi sayısı oldukça az.

Yapılan araştırmaya göre Sakarya’da yaşayıp da mutsuz olanların oranı sadece “yüzde 6,99” olarak belirlenmiş.

Bu da “1 milyonluk” şehirde “devede kulak” bile değil…!

***

Yapılan araştırma ne kadar sağlıklı bilemem.

Ancak ortada bir veri var.

Bu veriler de bize;

Sakarya’nın büyük bir kasaba görünümünde olduğu yönündeki ifadelerden vazgeçmemizi söylüyor.

- Şu il şöyle!

- Bu il böyle!.

Gibi kompleksleri bir kenara bırakmamızı anlatıyor.

Hele bazı illere gezi düzenlemek gibi eziklikten kurtulmamızı ifade ediyor.

Her şeye rağmen;

Aslında kendi şehrimizde daha “mutlu” olduğumuz anlamına geliyor…!

***

Birçoğumuzun İstanbul’a gidip;

Dönüşte “Dörtyol Kavşağından” şehre girer girmez yaşandığı duyguların neler olduğunu biliyoruz.

Eh, bu ülkede İstanbul’dan daha güzel bir şehir de yok!

Buna rağmen “Dörtyol Kavşağına” girdiğimizde tarif edilemeyen o duyguları yaşıyorsak bu şehre haksızlık etmeyelim.

Elbette şehri yönetenlerden daha fazlasını isteyelim.

Hemen yanı başımızdaki şehirlerdeki hizmetin bize de gelmesi için sesimizi yükseltelim.

“1999 Depremi’nde” bile terk edemediğimiz bu şehri bundan sonra terk edemeyeceğimizi bilelim.

En önemlisi de;

İki kişi bir araya geldiğinde farklı.

Anketlerde farklı konuşmayalım…?