Geçen gün medyadetay.com genel yayın müdürü Mustafa Gümüşel merkezi ezan konusuna değinmişti…

Sayın Gümüşel demişti ki yazsında: “Önceki gün ‘merkezi sistemden’ ikindi ezanı okundu.

Okundu okunmasına ama ezan mı dinledik ne dinledik belli değil.

Daha ‘merkezi sistem’ açılır açılmaz ‘minare’ hoparlöründen garip bir cazırtı, cuzurtu, patırtı başladı.

Çıkan ses resmen kulakları tırmaladı.

Sonra da ‘bant’ kaydı yapılmış ezan okunmaya başladı”.

Ben duyduğum sese “cazırtı,cuzurtu, patırdı” deme yerine “hışırtı” diyorum…

Hani bu ses şehrin merkezine uzak bir yer olsa anlarım…

Adapazarı’nın merkez mahallesinde ki bir cami hoparlöründen çıkıyor bu “hışırtı” sesi…

Ezan başladı…

Yatsı ezanıydı…

Ezan yarıya gelmeden ikinci bir ezan sesi duyduk…

Sonra ezan sesi tamamen kesildi…

Sadece “uğultu ve hışırtı” duyduk…

Sakarya’nın il müftüsüne sesleniyorum…

Konu gündeme geldi geçen günlerde ama…

Sanırım siz ciddiye almadınız…

Ya da “boş ver” demişsinizdir…

Bu ciddi bir mesele…

Bu konu Diyanet İşleri Başkanının kulağına gitmeden önce çözülsün ister ezan dinleyen ahali…

Artık kulak tırmalayacak ses yerine ezan sesi duymak istiyoruz…

Eğer bu iş merkezi ezan sistemi ile yönetilemeyecekse, her cami müezzini ya da imamı kendi ezanını okusun…

Mübarek ezanı huşu içinde gönülden dinlemek istiyoruz…

Garip seseler duymak istemiyoruz…

Bu kadar “vurdumduymaz” olunmaz ezan meselesinde…

Minarelerden “hışırtı” sesi yerine ezan sesi duymak Müslümanların hakkıdır, değil mi?

Kaset ezanından da vazgeçin artık…

Canlı ezan sesi duymak istiyoruz…

Mevzuyu yakından takip etmeye devam edeceğiz, taa-ki “hışırtı” yerine canlı ezan sesi duyana kadar…

Darılmaca, gücenmece yok hocam…

Biz toplumun dini duyarlılığı olan meseleyi gündeme getiriyoruz…

Zira Müslümanlar için çok önemlidir ezan…

Sağlıcakla kalın…