Marmara Ereğlisi İstanbul’dan çıkıp Tekirdağ ilimize girdikten sonra karşımıza ilk çıkan şirin bir ilçemizdir. İstanbul’a 90, Tekirdağ’a 38 kilometre uzaklıktadır. Son rakamlara göre şehir içi nüfusu 25.873’tür. Sayfiye yeridir. Güzel kumsalları, pilajları vardır. Bu nedenle yazları nüfusu artar.

1940 yılına kadar köy olan Ereğli, bu tarihten sonra Çorlu’ya bağlı bir nahiye olmuş, 16 Haziran 1987’de ilçe yapılmıştır.
İstanbul-Tekirdağ yolu kenarındaki yeni belediye binası Beyaz Saray’ı andırmasıyla çok konuşulmaktadır.

İlçede çeşitli tarım ürünleri ekilir. Bunlar arasında buğday ve ayçiçeği başta gelir.

10 Haziran 2020 Çarşamba günü ilçeye geldiğimizde denizi önceki yıllara göre çok temiz bulduk. Önce bunun devletin aldığı önlemler ve yurttaşların bilinçlenmesi sayesinde olduğunu düşündük. Daha sonra bu temizliğin martın birinci yarısından itibaren haziran başına değin süren korona önlemlerinden dolayı olduğunu fark ettik. İtalyanlar koronadan dolayı alınan önlemler sayesinde Akdenizin daha az kirlendiğini ve kaybolan bazı deniz canlılarının ortaya çıktığını açıklamışlardı. Yine ülkemizde şehirlerin havasının önlem öncesi günlere oranla daha temiz olduğu yönünde açıklamalar yapılmıştı. Demek ki insanoğlu biraz dikkat etse doğa çok daha temiz olacak. Durumun normale dönmesinden bir ay sonra, 10 Temmuz 2020 itibarıyla denizin yavaş yavaş kirlenmeye başladığını gözlüyoruz.

Ereğli adı aşağıda da görüleceği üzere Herakleia’dan gelmektedir. Bu ad MS 286’da kenti ziyaret eden Roma imparatoru Diokletian (egemenlik devri 284-305) tarafından verilmiştir. Verilme nedeni güya Herakles’in kurduğuna inanılan efsanevi kentlerden biri olmasıdır.

Herakleia Türk ağzında Ereğli olmuştur. Türkiye’de şu an bildiğimize göre 5 Ereğli vardır. Bunlar Karadeniz Ereğlisi, Konya Ereğlisi, Marmara Ereğlisi, Kocaeli (Karamürsel) Ereğlisi, Muğla Ereğlisi (Kapıkırı köyü yanında, Milas-Söke yolu üzerinde)’dir. Ereğli adını “eli eğri” ve “erikli” olarak açıklayanlar da vardır.

Marmara Ereğlisi tarih boyunca doğal limanıyla önemli bir yerleşim birimi olmuştur. Son yıllarda moderin bir liman yapılmıştır.

448 yılında Attila nezdine giden Doğu Roma elçisi Priskos, Marmara Ereğlisi’ne bağlı Panion yerleşim birimindendi. Tahminen 410-420 arasında doğmuş, tahminen 472’de ölmüştür. Priskos olmasaydı, Avrupa Hun Türkleri ve Attila hakkında bu kadar bilgimiz olmayacaktı. Eseri Grek Seyyahı Priskos (V. asır)’a Göre Avrupa Hunları adıyla ülkemizde yayınlanmıştır (çev. Ali Ahmetbeyoğlu, TDAV y., İstanbul 1995, 84 s.).

Avarların kağanı burada Doğu Roma imparatoru Herakliyusu yakalamak için bir görüşme pilanlamış, Avarların niyetini son anda öğrenen Herakliyus, Avarların tuzağına düşmekten kıl payı kurtulmuştu.

İlçenin en önemli Osmanlı eseri Cedit Ali Paşa camisidir (camii değil). Cedit Ali Paşa Marmara’da yakalandığı bir fırtınadan kurtulup Ereğli’de karaya çıkınca 1560 yılında bir cami, iki çeşme yaptırmıştır.

Marmara Ereğlisi’nde çeşitli tarihsel eserler vardır. Akropol, nekropol, tümülüsler (mezar tümsekleri) bunlar arasındadır.

Kentin Şehit Ahmet Oral caddesindeki belediye parkı açık hava müzesi olarak düzenlenmiştir. Burada lahitler, kitabeler, steller, türlü eski yapıtlar sergilenmektedir. Aşağıdaki metin bu parkta madenî bir levha üzerine yazılmıştır. Biz de hiç değiştirmeden (özgün imlasına
dokunmadan) oradan aldık ve bilgilendirmek amacıyla okurlarımıza sunmayı yararlı gördük (10 Temmuz 2020).

“Perinthos / Marmaraereğlisi

Perinthos İÖ 6 yy’da Marmara denizinin kuzey kıyısında bir koloni kenti olarak kurulmuştur. Büyük sahil boyu üzerindeki konumu, iki taraflı limanı, ticari ve askeri açıdan stratejik konumuyla kısa sürede gelişerek önemli bir merkeze dönüşmüştür.

Pers kralı Dareus İÖ 514-513 yıllarında Tuna’nın kuzeyindek İskitlere karşı yaptığı seferi sırasında yağmalamıştır. Perinthos’un İÖ 5 yy’da Perslerle mücadele etmek için kurulan  Attika-Delos deniz birliğine üye muhtemelen İÖ 403 yılında Spartalı Klearkhos’un Traklara karşı yaptığı seferinde Perinthos’u harekâtın çıkış noktası olarak kullandığı İÖ 4 yy’ın ilk yarısında Trakların saldırıları sırasında birlikten destek aldığı İÖ 377 ve 357 yılları arasında ikinci Attica-Delos deniz birliğinin üyesi olduğu bilinmektedir.

İÖ 341-340 yıllarında Makedonyalı II. Filip Trakya’yı topraklarına katmış, ancak Perinthos kuşatması başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Perinthos’ta İskender’in sikke darphanesinin varlığı kenti Büyük İskender’in impartorluğuna dahil ettiğinin göstergesidir. MÖ 3 yy’da Propontis bölgesinin tarihine İskender’in impatorluğunun parçalanmasından sonra onun yerine geçmek isteyen Ptolemaioslar, Seleukoslar ve Antigonidler arasındaki egemenlik savaşları damgasını vurmuştur. Perinthos’un bu mücadelede oynadığı rol henüz açıklığa kavuşmamıştır. 255 ile 220 yılları arasında Perinthos, Byzantion ile Suriye kralı II. Antiochos’a ve Rodos’a karşı müttefiklik antlaşmaları yapmıştır.

MÖ 189 yılında Romalılar ve Bergama kralı II.  Eumenes’e yaptığı Magnesia savaşını kaybeden III. Antiochos 188 yılında imzalanan Apameia antlaşmasına göre tüm Anadolu’dan Toroslara kadar çekilmek zorunda kaldı. Anadolu ve Trakya’da egemenliği altında tuttuğu topraklar Bergama krallığına katıldı. Böylece Perinthos da Bergama krallığının hakimiyeti altına girmiş oldu.

Bergama krallığının Trakya’daki ve Anadolu’daki egemenliğinin MÖ 129 yılında sona  ermesiyle Perinthos diğer Trakya şehirleri gibi Makedonya’daki Roma valisinin denetimine bırakıldı.

MÖ 72 yılında Romaya karşı ayaklanan Pontus kralı Mithridates, Perinthos’u kuşattı. Kuşatmanın ne kadar sürdüğü ve nasıl sona erdiği hakkında antik kaynaklarda herhangi bir bilgi yoktur.

İS 19 yılında Roma imparatoru Tiberius Trakyaya bir vali göndermeyi başarır. İS 46 yılında imparator Cladius Trakya kraliyet sülalesini bertaraf ederek Roma eyaletini kurar. Eyalet valisinin ikametgâhı artık Perinthos’tur.

İS 196 yılında imparator Septimius Severus Byzantion’u (İstanbul) köy statüsüne indirip, arazisini Perinthos’a bağışlar ve kente neokori[1] hakkını verir ayrıca spor oyunları bağışlar.

13 Oktober [Ekim] 286 günü Perinthos’u ziyaret eden imparator Diokletian, şehri etkileyecek bir genelge yayınlayarak Perinthos’un adını Herakleia olarak değiştirir. Günümüze Ereğli şeklinde ulaşan bu ismin Perinthos’a verilmesinde Diokletian’ın yönetimde kendisi gibi senyor imparator olarak yer alan Maxmianus’un kendisine Yunan mitolojisinin ünlü kahramanı Herakles ile özdeşleştirmek istemesi ve Herakles’in de Perinthos’un mitolojik kurucusu olması[nın] rolü vardır.

İS 4 ve 5 yy’da Herakleia halı dokuma yeri olarak ün salmıştır. 592 yılında imparator Maurikios, Herakleia’yı ziyaret eder ve 591 yılında Avarlar tarafından tahrip edilen Azize Glykeria kilisesinin tamiri için para yardımında bulunur.

834, 1038 ve 1063 yıllarında Herakleia ağır depremler geçirir.

4. Haçlı seferi sırasında Herakleia 1204’ten itibaren Venediklilerin ticaret kolonisi olur. 1264 ile 1267 yılları arasında ise Cenevizliler Herakleia’da kalırlar. 1343’de Bulgarların işgaline uğrayan Herakleia 1453’de Karacabey tarafından komuta edilen Osmanlı ordusunun öncü birlikleri tarafından fethedilerek bir daha ayrılmamak üzere Osmanlı hakimiyetine geçer ve Herakleia isminin Türkçeleştirilmiş şekli olan Ereğli adıyla bir Türk şehri olarak günümüze değin varlığını sürdürür.[2]

Marmara denizinin içine kanca biçiminde uzanan büyük yarımadanın üzerinde Perinthos’un Akropolü bulunur. Güney kenarı denize yüksek bir uçurum şeklinde inen ve uzunluğu 1200 m.yi geçen bu akropolü kuzeyde deniz, batıda kara surla[rı] çevreler. Akropol’ün kuzeybatı eteğinde yine surlarla çevrili aşağı yer alır. Bu surların dışında kenti yarımay şeklinde çevreleyen geniş Nekropol alanı bulunur.

Marmaraereğlisinde yapılan çalışmalarda, antik yol, surlar, duvar kalıntıları, tiyatro, mendirek, ayazma, su yolları, sarnıç, metropol evi, Osmanlı su terazisi tespit edilmiştir. Ayrıca mermer lahitler, kitabeler, steller, heykeller, kaya mezarları ile anıtsal timülüsler kentin önemli ve arkeolojik potansiyelini açıkça ortaya koymaktadır.

Tekirdağ müze müdürlüğünce Marmaraereğlisi’nde tabanı mozaiklerle kaplı büyük bir bazilikanın ve anıtsal bir yapının kazıları gerçekleştirilmiş, sualtı araştırmalarında birçok batık tespit edilmiştir. İS 3 ve 4 yy’[lara] tarihlenen ve Perinthos’un çevresini çevreleyen kaya mezarlarındaki arkeolojik kazılarda Perinthos’taki sosyal yaşantıyla ilgili bilgiler elde edilmiştir.”