Bugün 14 Şubat. Batıdan ülkemize devşirdiğimiz “sevgililer günü” diye uyduruk sıradan bir gün.
Gel gelelim 14 Şubat “sevgililer günü” nedeniyle bazılarımız eşine ve de sevgilisine hediye almak için yarışıp duruyor.
Çarşı pazar alışverişten geçilmiyor. En fazla da çiçekçiler ve tabii ki “kuyumcular” bugünden karlı çıkanlar oluyor…
Deli gibi alışveriş yapanlara “sevgililer günü nasıl doğmuş, nereden çıkmış” diye sorsanız bilmez.
Hele kökeninin “Roma Katolik Kilisesi’ne” kadar dayandığını ve “Valantine” isimli bir din adamı adına ilan edilen bir bayram olduğunu söyleseniz kimse inanmaz.
Hatta biri çıkıp “sevgililer günü” ile ilgili bunları anlatsa kesinlikle “yobaz” olarak yaftalanıp hakarete maruz kalır…
Neyse biz yine de bugüne, şu “sevgililer gününe” dönecek olursak aslında hem erkek hem de kadının bu konuda fazlaca mustarip olduğunu görüyoruz.
Bunu anlamak için öyle özel bir eğitim almaya da gerek yok. En basiti internette arama motorlarına “sevgi” kelimesini yazmanız yeterli.
Daha kapsamlı ve kesin bir bilgi sahibi olmak için ise adliyelerdeki “boşanma davaları” ile ilgili rakamların çok şey ifade edeceği görülecektir…
Her iki kaynaktan da anlaşılacağı üzere “sevgi” denen kavramı maalesef yıllar önce toptan yitirmişiz.
Bu bir erkek veya bayanın karşı cinsine duyduğu “sevgi” için de böyle, arkadaş, dost, akraba ve hatta ana baba için de böyle.
Dolayısıyla bugün “sevgi bağını” tek taş yüzükle veya bir demet çiçekle göstermeye çalışmak beyhude bir tutumdur…
Öyle ya evliliklerin daha ikinci yılını devirmeden soluğu mahkemede alan çiftler arasında hangi “sevgiden” bahsedeceksiniz?
Sorsanız birbirlerini “severek” evlenirler ama bu “sevgiyi” iki yıl bile sürdüremeden karşılıklı suçlamalarla soluğu mahkeme kapısında alırlar.
Demek ki birbirlerini “seven” evli çiftler için “sevgi” her şey değildir. Bunun yanında “edep” ve “saygı” da mutlaka olmalıdır…
Hele genç “sevgililer” için çok şey söylemeye gerek yok! Onlar “sevdiklerini” zannederler ama aslında bu karşılıklı “hoşlanmaktan” başka bir şey değildir.
Birbirinden “hoşlanan” gençlerin bir sonraki aşaması da “evlilik” hiç değildir. Bunun için de “sevgililer” günü iyi bir fırsattır.
Elbette istisnai de olsa birbirini seven çiftler yok değildir. Ancak istisnaların kaideyi bozmadığı var sayılırsa bugün için “Manitalar günü kutlu olsun” demek daha doğrudur…