Geçtiğimiz hafta sonu meteorolojiden yağış uyarısı geldi.

Şiddetli yağışın yanında “dolu” uyarısı da yapılınca aracı olanların etekleri “zil” çalmaya başladı.

Tabi ortaya da bildik görüntüler çıktı.

Araçlarını “doluya” karşı “yorgana” saran mı istersin.

“Battaniyeye” saran mı?

Yoksa “kapalı otopark” arayanlar mı?

Aman kaportaya bir şey olmasın.

Boyası dökülmesin diye ne tedbirler ne tedbirler…!

***

Güler misin?

Ağlar mısın?

Adam kendi sağlığını ve canını düşünmez.

“Korona virüsten” korunmak için;

“Maske” takmaz.

Mesafe kuralına uymaz.

Malına, aracına bir şey olacak diye aklı çıkar.

Aracının boyası çizilecek diye gözüne uyku girmez…!

***

Doğrusu;

Keşke aracımıza, malımıza, mülkümüze bu kadar düşkün olduğumuz kadar sağlığımıza da böyle önem versek.

Meteorolojinin “dolu” uyarısını dikkate aldığımız gibi Sağlık Bakanlığının “korona virüs” uyarısını da aynı oranda dikkate alsak.

Bak o zaman “korona virüs” diye bir meselemiz kalıyor mu?

Ne yazık ki, malımıza olan düşkünlüğümüz canımızın bile önüne geçmiş.

Malımızı elimizden almasınlar ama;

Canımıza ne olursa olsun…!

***

Galiba “maneviyatımızı” kaybedeli çok olmuş.

Onun yerine “maddiyat” ruhumuzu ve canımızı kendisine esir almış.

Eskiden:

-Mal canın yongasıydı.

Şimdilerde ise;

- Can malın yongası oldu.

Allah “ıslah” etsin…!