Marketlerin piyasadaki sıkıntıyı fırsat bilip milleti “keriz” yerine koyup raflardaki ürünlerin fiyatlarıyla her gün oynaması iyice can sıkmaya başladı.

Zira bugün aldığın bir ürünü yarın aynı fiyatla almanız mümkün değil.

Adamlar kafalarına göre ha bire “etiketleri” değiştiriyor.

Üstelik yaptıkları zamlar da öyle “3-5 kuruşluk” falan değil.

Bazı ürünlere neredeyse “yüzde 300-500” arasında zam yapılıyor.

Ne hikmetse kimse de bu “rezilliğe” ses çıkartmıyor.

Yetkililer köşelerine çekilmiş resmen milletin “keriz” yerine konmasını seyrediyor…!

***

Sahi bu belediyelerdeki zabıtalar ne iş yapar?

Ne yaptıkları belli!

Garibim “seyyarların” canını yakmak.

Yahu “seyyarların” peşine düşeceğinize şu marketleri bir denetlesenize!

Adamlar resmen “vurgun” yapıyor!

Alçaklık yapıyor!

Fırsatçılık yapıyor!

Dahası “vatan hainliği” yapıyor!

Binsenize bunların tepesine!

Bassanıza cezayı.

Gerekirse bir süreliğine de olsa kapılarına kilit vurun.

Hatta “suç duyurusunda” bulunup verin savcılığa.

Bak nasıl hizaya gelip akıllanıyorlar…!

***

Hiç dikkatinizi çekti mi bilmiyorum!

Bazı marketler çok değil bir ay öncesine kadar “broşür” dağıtırdı.

Neredeyse her hafta dağıtılan bu “broşürlerde” falanca gün şu üründe indirim yapılacak diye yazardı.

İnsanlar da o gün gider indirimli ürünleri alırdı.

Ne hikmetse son zamanlarda bu marketler “broşür” dağıtmaz oldu.

Her hafta düzenli olarak bazı ürünlerde indirim yapan marketler bugünlerde “bindirim” yapmaya başladı.

Üstelik bu defa “sessiz sedasız” fena halde “bindirmeye” başladılar.

Hem de haftada bir defa da değil.

Etiketlere her gün “bindiren” var.

Nasıl olsa milletin sesi çıkmıyor ya; ha bire “bindir” dur…!

***

Tabi burada vatandaşa da görev düşüyor.

Alma kardeşim marketten kilosu “15 liraya” domates.

Ölmezsin ya!

Gitme markete!

Markete gidip hem “lüzumsuz” alışveriş yapma, hem de kazıklanma!

Eskiden olduğu gibi alışverişini “bakkal” ve “pazardan” yap.

Peyniri, zeytini, yağı, domatesi v.s ihtiyacın kadar al.

Et mi alacan, git kasaba “250 gram” al!

Ayıp değil, günah değil.

Marketten illa bir kiloluk hazır et veya kıymayı almak zorunda değilsin.

Domatesin, biberin, sebzenin alası pazarda, manavda var.

İhtiyacın yarım kiloysa o kadar al.

Bari kazıklanacaksan da pazarcıya, manava kazıklan.

Marketlere değil…!

***

Kimse kusura bakmasın.

Bu marketlerin akıllanacağı yok.

Meydanı boş buldular!

Ne denetim var, ne de fiyat kontrolü!

Eh bu marketleri denetleyecek bir “babayiğit de” çıkmayacağına göre iş başa düşüyor.

Gelin, eskiden olduğu gibi alışverişlerimizi bakkallardan yapalım.

Marketlerin kapısının önünden dahi geçmeyelim.

Bizim mahalle bakkalımız ne güne duruyor.

Gerçi onları da bu marketler yüzünden küstürdük ama neyse…!