Geçtiğimiz sene bu yazıyı “Diriliş 21 Haziran” başlığı ile yazmıştım.

Kimsenin dikkate almadığını biliyorum.

İçinde “hakaret” ve “belden aşağı” ifadeler bulunan ve bir siyasetçiye atfedilen yazı olsaydı okunma ve “paylaşım” rekoru kırardı.

Maalesef konu “tarih” özellikle de Adapazarı’nın Kurtuluşu ile ilgili bir yazı olunca kimsenin umurunda olmadı.

Sadece vatandaş değil.

Bu konuyu dikkate alması gereken kurum ve kuruluşların da Adapazarı’nın düşman işgalinden kurtuluşu sırasında yaşanan olaylar umurlarında değil…!

***

Biliyorum ki;

Yine kimsenin umurunda olmayacak.

Belki de yüzüne bile bakılmayacak bir yazı olacak.

Ancak biz yine de vazifemizi yapalım.

Adapazarı’nın Kurtuluşu ile ilgili geçen sene “Diriliş 21 Haziran” başlığı ile yazdığım bu yazıyı tekrar gündeme getirelim.

Bu defa “Kurtuluş 21 Haziran” başlı ile tekrar köşemize alalım.

Bakarsın bu defa etkili ve yetkili birinin dikkatini çeker de;

- Ne diyor bu adam?

Diye biri bu yazıyı okur.

Böylece Adapazarı’nın Kurtuluşu ile ilgili “belgesel” konusuna bir el atar…!

***

Öyle ya;

Bundan tam 99 yıl önce bugün bu üzerinde yaşadığımız topraklarda kim bilir ne çetin mücadeleler yaşandı?

Nice kahramanlar vatan uğruna bu topraklarda “şehit” düştü?

Ne ocaklar söndü?

Ne evlatlar yetim kaldı?

Her gün, üzerine “toprak” diye basıp geçtiğimiz şu “Atatürk Bulvarı’nın” altında ne isimsiz kahramanlar yatıyordur da haberimiz yok!

Kimdi bu insanlar, isimleri neydi?

Geride bıraktıkları insanlara n’oldu?

Şimdi onlar nerede ve nasıl yaşıyor?

Ne yazık ki, bu insanların akıbetleri ile ilgili doğru dürüst kayıt bile yok.

Sadece “21 Haziran” tarihini “Adapazarı’nın düşman işgalinden kurtuluşu” olarak biliyoruz o kadar…!

***

Oysa “21 Haziran’da” bu topraklarda çok şiddetli çarpışmalar yaşanmış.

Geyve’nin dağlarında Sakarya Ovası’nda ne “düşman” öldürüp “şehitler” vermişiz.

Çarpışma öyle şiddetliymiş ki;

Büyüklerimiz Sakarya Nehri’nin günlerce “kan” aktığını söylerdi.

Böyle bir çarpışmanın yaşandığı “kurtuluş mücadelesinden” daha iyi “belgesel” veya “film” konusu mu olur?

İnanın şu “21 Haziran” destanı “Amerika’nın” her hangi bir eyaletinde yaşanmış olsa, adamlar bundan ne “filmler” ne “belgeseller” çıkartır.

Sonra da “21 Haziran” ile ilgili yaptıkları “film” ve “belgeselleri” bize bir güzel satarlardı.

Biz de alıp hayran, hayran seyrederdik…!

***

Aslına bakarsanız gerek Valilik, gerekse belediyeler, hatta odalar, “21 Haziran Adapazarı’nın Kurtuluşu” ile ilgili ortak bir çalışma içine girebilir.

Girmeli de.

Üstelik Sakarya’da ki kurum ve kuruluşlar yapılacak olan böyle bir “belgesel” veya “filmin” bütçesini çok rahat karşılayacak güçtedir.

Yeter ki niyet olsun.

Maalesef bu şehirde doğup bu şehirde yaşayanlar olarak, “21 Haziranları” kuru bir kutlama günü olarak geçiştirdik.

Dolayısıyla kendi şehrimizin tarihinden bihaber kaldık.

Üstelik çocuklarımız da “21 Haziran’ın” önemini öğrenemedi.

Bari torunlarımızdan bunu mahrum etmeyelim.

Onlara “21 Haziran Adapazarı’nın Kurtuluşu” adı altında bir film veya “belgesel” hazırlayıp hediye edelim.

Torunlarımıza “21 Haziran 1921” günü “ceddinin” bu topraklarda nasıl bir “destan” yazdığını anlatan “ölümsüz” bir eser bırakalım.

Ne dersiniz…?