“Yazmak için çok okumalısınız”

Yazar Mahmut Coşkun, “Edebiyat okumak için üniversiteye gittiğimde okumak ve yazmak için sürekli çalışmak zorunda kaldım. Zorunda kaldım diyorum çünkü bu garip bir his. İnşallah sıklıkla bu sıkıntı içinize düşer de yazarsınız diye ümit ediyorum. Ben öğrencilerime hep bunu söylüyorum.  Yazabilmemiz için önce çok fazla okumamız gerekiyor. Biraz okuduktan sonra nasıl bir sürahi dolup taşar bardağa boşaltmak ister, insanın içine öyle bir sızı düşüyor. Umarım bu sızıyı ileride çok çok yaşarsınız.  Biz de sizlerden faydalanırız. Çünkü biz her şeyden önce okuruz, okuma serüveninizin de yazmakla alakalı bununla aynı paralelde gitmesi gerekiyor. Ne bulup okumazsanız neyi okuyacağınızı bilemezsiniz. Birileri size bir okuma listesi verirse daha nitelikli okumalar oluşturabilirsiniz” diye konuştu.

“Sadece okumak değil yaşamak da önemli”

Konuşmasına devam eden Coşkun, “İnsan okuduklarının tamamıdır. Ben bu söze katılmıyorum. İnsan sadece okuduklarının tamamı değil, yaşadıklarının da tamamıdır. Okumak bizim heybelerimize çok şey katıyor. O heybeleri bir gün açtığımız zaman içinde ne varsa insanlara onu sunabiliyoruz. Yaşadıklarımızın da bir yerde bir sızısı kalıyor elbette. Daha sonra damlaya damlaya ne olursa onu yazıyoruz. Yazmak için içinizde bir sızı olması gerekiyor ama bu sızıyı lütfen sosyal medyada acı çeken yazarlar gibi anlamayın. Sızıdan kastım kırılmış bir testinin içinde ne varsa o dur” dedi.

“İnsan aradığı kadar insan olabiliyor”

Yazar Coşkun, “Biz insanlar bir şeyleri aramak için bu dünyadayız. Aradığımız şeyi muhtemelen bulamayacağız, bulamadan da ölüp gideceğiz. Ama asıl mesele aramak. Aradıkça ne kadar bulamazsak o kadar güzel olacak bu serüven. Ne kadar aradığımızdan uzak kalırsak hasret o kadar çok büyüyecek. Asıl mesele zaten arama yolunda olabilmek. Aradığını bulan var mı bilmiyorum ben hiç tanışmadım öyle biriyle. Bulanlar sanki fazla nasipli oluyor. Arkadaşlar bir şey yapmak istiyorsanız hayatta bazı konularda da rahatlamanız gerekiyor. Sınavlar çok önemli ama sınavlar kadar önemli olan bir şey daha var, bizi insan yapacak bazı değerler var bu değerlere ne kadar sahip olursak o kadar insan oluyoruz. Üzerimizde ki etiketlerin ya da adımızın önündeki unvanların bazen hiçbir anlamı kalmıyor. Aramak meselesini de buraya bağlayacağım çünkü insan aradığı kadar insan olabiliyor” dedi.