Aytmatov’un eserlerinin hem edebi hem felsefi derinliğiyle dikkat çektiğini, 170’ten fazla dile çevrildiğini,  toplam baskı sayısının 60 milyonu geçtiğini belirten Dıykanbay, Cengiz Aytmatov’un Sovyetler döneminde yaşamış bir yazar olduğunu anımsattı. Dolayısıyla Sovyet toplumunun serüvenini kaleme aldığını belirten Dıykanbay, Fransız yazar LuiAragon’un  Fransızcaya çevirdiği ‘Cemile’ için “Dünyanın en güzel aşk hikâyesidir” dediğini söyledi.

Dıykanbay, ayrıca Cengiz Aytmatov’un bir aşk yazarı olduğunu belirterek şunları söyledi: “Onun Cemile’sine bütün erkekler aşık olmuş, ‘Gülsarı’sına bütün dünya binmiş, ‘Beyaz Gemi’si ile bütün çocuklar yolculuk yapmıştır. Yazar eserlerinde milletinin öz malı olan masalları, efsaneleri, mitleri, destanları kısacası halk kültürünü en güzel bir şekilde kullanmıştır.” 

Yazarın çocukluğunun savaş dönemine denk  geldiği için eserlerinin çoğunda savaşı anlattığını belirten Dıykanbay, sözlerine şöyle devam etti, “İkinci Dünya Savaşının bütün tragedyası ‘Cemile’, ‘Erken Gelen Turnalar’, ‘Toprak Ana’, ‘Yüz Yüze’ adlı eserlerinde çok güzel bir şekilde anlatıldıysa, Sovyet toplumu, Sovyet coğrafyası, Sovyet insanının hayatı ve ölümü, aşkı ve çilesi, eskisi ve yenisi, iyilik ve kötülüğü, mertliği ve namertliği ise ‘Beyaz Gemi’, ‘Gün Olur Asra Bedel’, ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’, ‘Kıyamet’ eserlerinde anlatılır. Demek ki Cengiz Aytmatov'un gerçekçiliği çocukluğunda yaşadığı, gördüğü olayların kalbine damga gibi basılmış olmasıyla doğrudan bağlantılıdır.”

Savaş döneminin Aytmatov’u  çok etkilediğini belirten Dıykanbay, “O yıllarda yaşadıkları, gördükleri, duydukları “Cemile”, “Yüz Yüze”, “Toprak Ana”, “Erken Gelen Turnalar” uzun hikâyelerini yazmasına sebep olur. Çünkü Cengiz Aytmatov kendisinin de dediği gibi çocuk dünyasıyla dehşet verici olayların, insanoğlunun katlanması zor olan eziyetlerin, insanı ezip geçen üzüntülerin tam ortasındaydı. Kimbilir belki de Cengiz Aytmatov yaşadıkları zor günleri insanlara anlatmak için edebiyat dünyasına girmiştir” dedi.

Aytmatov’un eserlerine değinen Dıykanbay, sözlerini şöyle tamamladı; “Cengiz Aytmatov’un eserlerinde tabiat ve eşya büyük bir ustalıkla ele alınır. “Cemile”deki kavurucu sıcak, “Yüz Yüze”deki puslu kış günleri, “Toprak Ana”daki yıldızlı gece kısacası bütün eserlerindeki canlı, cansız doğa görüntüler, halkın kullandığı günlük eşyalar resmi çizilmiş gibi ayrıntılarıyla anlatılır. Okuyucu eseri okurken kahramanların kalp atışlarını duyabilir. Yazarın eserlerinde karşımıza çıkan intiharlar dikkat çekicidir. Batı edebiyatındaki intiharlar genelde psikolojik nedenlerden dolayı iken, Aytmatov’un eserlerindeki intiharlar sisteme, haksızlığa baş kaldırıldığı için yapılmış intiharlardır.”

Etkinlik sonunda Aytmatov’un eserlerinden üretilen film fragmanlarının eşliğinde kitap okumaları yapıldı. Gülsarı’nın ölümü, Nayman ananın mankurt yapılmış oğlu Yolaman’a konuşması, Beyaz Gemi’deki boynuzlu geyik ananın çocuklarla konuşması, Dişi Kurt Akbar’ın yavrusunu ararken söyledikleri gibi metin okumaları izleyiciye duygu dolu anlar yaşattı.
Etkinlik sonunda Dıykanbay’a, Prof.Dr. Hasan Seçen teşekkür belgesi sundu.