AKM’de gerçekleştirilen programa Dr. Necdet Subaşı, Doç. Dr. Nurullah Ardıç, Yrd. Doç. Dr. Alim Arlı ve Prof. Dr. Fuat Aydın konuşmacı olarak katıldı. Programı çok sayıda kültür sanat dostu takip etti. Panelde konuşan Doç. Dr. Nurullah Ardıç, “Hoca hayatının son anına kadar mücadele etti. Hasta yatağında asistanını çağırmış, güz döneminde yapacağı dersleri planlamak istemiş. Bu ilim aşkını gösteren bir şeydi. Türkiye'deki din-devlet ilişkisi, İslam düşüncesi ve topluma dair temel makaleler kaleme aldı. Ona atıf yapılmadan çalışmalar halen yapılamıyor. Hoca bu metinlerle tam anlamıyla bizi, toplumumuzu anlatıyordu. İktisat Sosyolojisi alanında çalışmalar yaptı. Edebiyat sosyolojisi çalışmalarına öncülük yaptı. Oğuz Atay üzerine bu minvalde çalışmayı ilk yapan isimdi. Bu çalışmaları yüzlerce ilim adamının yetişmesine vesile oldu. Disiplinlerarası anlayışı uygulayabilen nadir bir insandı. Metedolojik olarak bunu uyguladı ve gençlere bu konuda bir ufuk açtı. Hoca özgün bir insandı” dedi.


Programda konuşan Yrd. Doç. Dr. Alim Arlı ise, “Şerif Mardin'in ölümü, Halil İnalcık'ın ölümü gibi meselelere baktığımızda Türkiye'nin ciddi bir kültürel kriz ortamına gittiğini görüyoruz. Bu durum üzerine yeteri kadar tefekkür edilmiyor. Şerif Mardin'in ölümü bize birçok şeyi değerlendirme imkanı veriyor. Şerif Mardin gibi insanların genç osmanlı ortamında temel bazı krizler vardı. Bu krizler birçok insanın sosyalleştiği ortamı sekillendiriyordu. Din-Bilim çatışması mesela bunlara bir örnektir. Bu konuya değinen ilk insanlardan biri Şerif Mardin'di diyebiliriz. Bu açıdan bakıldığında Şerif Mardin bu krizler içerisinden toplumu okuyan ve müspet yanıyla ortaya ilmi çalışmalar koyan bir insandı” diye konuştu. Şerif Mardin sayesinde Türkiye'de 30-40 yılda önemli üretimler olduğunu dile getiren Prof. Dr. Fuat Aydın, “Şerif Mardin sayesinde Türkiye'de 30-40 yılda önemli üretimler olmuş. Ancak son zamanlarda maalesef böyle insanlar yok. Osmanlı'nın son bakiyesi olan isimler haricinde ne yazık ki yeni münevverler yetiştiremiyoruz. Olanları da öğütüyoruz sanırım. Hilmi Ziya Ülken, Fuad Köprülü, Şerif Mardin bu kervanın son isimleriydi diyebiliriz” şeklinde konuştu.


Dr. Necdet Subaşı ise, “Şerif Mardin geniş sahada konuşan bir insandı. Şerif Mardin öldükten sonra bende daha sıkı ciddi bir anlama merakı uyandı. Kendine dert ettiği meselelere daha fazla eğilmeye başladım. Kendisinin ortaya koyduğu meseleler üzerine bir otobiyografi yazılabilir mi diye düşünüyorum. Bir çok grubun tepkisini göze alarak din ve kültür üzerine konuştu. Mahalle baskısı dediğimiz tartışmalarda Şerif Mardin kitlesel bir ikon olmuştu. Birçok tarafın diğer taraflar üzerine kurmaya çalıştığı yıpratmaların ikonuydu ancak Şerif Mardin hoca daima ortada ve objektif olmaya gayret etti. Bunu başardı ve bizi, toplumu çok iyi okuyan bir insan olarak tarihe geçti” ifadelerini kullandı.