Tarihi Alicanlar Konağı’nda gerçekleştirilen etkinliğe konuşmacı olarak Yazar Dursun Gürlek katıldı. Gürlek; “O zamanlar İstanbul’da, adalet kapısı, saadet, mutluluk kapısı, Dersaadet’ti. İstanbul’la Osmanlı iç içeydi. İstanbul denince Osmanlı, Osmanlı denince İstanbul gelirdi akıllara. Saray halkının her tavrı, her davranışı İstanbulluya yani halka da sirayet eder, onlara yön verirdi. Bunun en güzel örneği Ramazan kutlamalarıydı. Ramazan karşılaması ve kutlamaları da saraydan başlar, konaklara, medreselere ve tebaaya halkalar halinde genişleyip, yayılarak, dindar olan olmayan, Müslüman olan, olmayan bütün İstanbullulara ulaşır, onları içine alırdı. On iki ayın sultanı daha gelmeden camilere ve bazı konaklara mahyalar asılırdı. Bu sultanı karşılamak için. ‘Hoş geldin ya şehr-i Ramazan’ yazısı yıldız yıldız ışıldardı, iki minare arasında. Bir başka caminin mahyasında ise ‘onbir ayın sultanı’ yazardı. Kadir gecesi geldiğinde ise 'Leyle-i Kadir' yazısı asılır bütün ihtişamıyla minareler arasına. Ramazan’ın son günlerinde buruk bir veda vardır ipler arasında yerini alırdı” sözlerine yer verdi.