Doç. Dr. Açıkgözoğlu, Çınaraltı  Sohbetleri’ne davet edilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Serdivan Belediyesi’nin Geleneksel Sanatlara yönelik faaliyetlerini yakından takip ettiğini belirtti.

Geleneksel Sanatların, günümüzde bu denli yaygınlaşmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Doç. Dr. Açıkgözoğlu, “Kadim sanatlarımızın toplumca benimsenmesi çok önemli ama bunca şanlı tarihe sahip bir millet için,  sadece öğrettiklerimizle sınırlı olabilir mi? Biz bu sanatlarla meşgul olanların, bunu tartışması gerekiyor.” dedi.

“Geleneksel sanatlar ilahi aşkı arar”

Geleneksel sanatların ortaya çıkışının, Allah (C.C.) Aşkını yansıtma çabası olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Açıkgözoğlu, “Bugünün koşullarının bunu neden zorlaştırdığını düşünmek gerekir.”  dedi. Sadettin Ökten’in bu konu ile ilgili olarak ‘Problem gelenekte değil,  gelenekselcilerde’ diyerek haklı bir tespitte bulunduğunu belirten Açıkgözoğlu, “Bizim bilgimiz sığ, bu yüzden aşkımızda yarım kalıyor. Eskiler ‘Aşk olmazsa meşk de olmaz’ derler. Tabi burada ilahi aşktan bahsedilmekte, işte gelenekselcilerde eksik olan aşktır. Bizde yaptığımız sanata daha çok âşık olduk ve hakikatten uzaklaştık galiba. Ancak Tekebbür yapmadığımız zaman muvaffak olabiliriz. Yani kibir yapmadığımız zaman başarılı olabiliriz.” diye devam etti.

“Selamet ancak teslimiyetle olur”

İhsan kelimesinin güzellikten geldiğini,  İmanımızın ve İslam’ımızın en güzel olduğu şekle ihsan dendiğini vurgulayan Açıkgözoğlu, “Biz ibadetimizi ihsanlaştırmaya çalışmalıyız. Sanatımızı da öyle. Selim, Selam, Teslim, Selamet ve İslam aynı köktendir. Selamet ancak teslimiyetle olur. Bildiğiyle amel edene Allah muhakkak bilmediğini öğretir. Hakikate ulaştırır. ” dedi.

Program sonrasında katılımcılarla birlikte çay sohbetine katılan Doç. Dr. Açıkgözoğlu, bu sohbetlerin hem manevi ortamını yaşamak hem de bilgilenmek anlamında önemli olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Açıkgözoğlu, alanda bulunan Ebru ve Hat sanatı örneklerinin sunulduğu stantları da gezdi.