Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Mart Kültür Sanat Etkinlikleri Ofis Sanat Merkezi’nde başladı. Yazar Bülent Akyürek’in konuk olarak katıldığı söyleşi programına çok sayıda dinleyici katılırken; Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Furkan Beşel ile Yazı İşleri ve Kararlar Dairesi Başkanı Engin Genç de katılımcılar arasında yer aldı.

Menajer anne ve baba olgusu

Yazar Bülent Akyürek, “Cennet annelerin ayakları altındadır bunu biliyoruz malum fakat bazen bazı annelerin ayakları altında cehennemde saklı olabiliyor. Menajer anneler ve babalar bu kuşağa çok zarar verdi bunu incelemek lazım. Sosyal medyada, basında, televizyonda gördüğümüz her genç kendi aklı ile yol almadı sadece onların bir hazırlanış süreci vardı.Bir dönem anne ve babalar Unkapanı’nda çocuklarını ünlü yapmaya çalışıyorlardı şimdi ise aynı kafadaki anne babalar çocuklarını Survivor’a hazırlıyorlar. Bu durum anne ve babaların modernize olup ne yazık ki menajerleşmiş halidir” dedi. 

Gelecek ticari bir meta olarak önünde duruyor

Gençlere mikrofon tuttuğumuz zaman ya yazılımcı ya da uzay mühendisi olmak istediklerini ifade eden Yazar Akyürek, “Peygamber mesleklerini isteyen kimse yok, bu mesleklerde hep bir açık var. Hiç kimse çoban olmak, marangoz olmak falan istemiyor, bunlar bizim Peygamber mesleklerimiz. Biz 3 zamanda yaşıyoruz; geçmiş, şimdi ve gelecek. Şimdi uzun bir şimdiyi yaşıyoruz, geçmiş kalmadı, gelecek ise sadece ticari bir meta olarak önümüzde. Çocuğunun geleceğini planlayan anne ve babanın yanında hesap makinesi var ahiretle alakalı bir şey yok” dedi.  

Bizi korkutan ölümün düşüncesi kendisi değil

“Acısıyla yüzleşemeyen insanlar ahireti kuramaz ve bu dünyada acısı öcüye dönüşür. İnsan hatasıyla günahıyla yüzleşemez hale geliyor ve hayata karşı yüzü kalmaz hale geliyor. Bizi ilaçlarla, TV programlarıyla, dizilerle bir unutuşun içine atıyorlar. Ölümü unutan insan, hesap duygusuyla hareket eden insan ahiret gününü de unutur ve zalimleşir. Galiba ölümün kendisinden değil de düşüncesinden olan korku bize bu hataları yaptırıyor. Ölümün düşüncesi bizi korkutuyor, kendisi değil. Mutlulukta bu çağın mecburiyetlerinden biri aslında” diye belirtti.