Dünyanın başına bela olan "koronavirüsü" salgını bir gerçeği daha ortaya çıkardı.

Meğer toplum olarak bu ülkede yaşayan insanların büyük bir çoğunluğunda "kişilik" bozukluğu varmış da haberimiz yokmuş.

Diğer bir değişle bir nevi "paranoyak" bir toplum olmuşuz.

Hem de klinik vakalık olmuşuz.

Maalesef "koronavirüsü" salgını ile birlikte bu gerçekle de yüzleşmiş olduk.

Zira bugün bütün bu olanları başka türlü izah etmenin mümkünatı yok...!

***

Baksanıza şu halimize;

- "Koronavirüsü" salgını var.

- Mecbur değilseniz dışarı çıkmayın.

- Evde kalın.

Kimse oralı değil.

Sanki karşında duvar var ona söylüyorsun.

Marifetmiş gibi işi olandan çok olmayanlar dışarıda.

Elleri ceplerinde sallana, sallana geziyorlar...!

***

Hadi laftan anlamayıp sokağa çıktınız.

Bari ağzınıza "maske" takın.

İnsanlarla aranızdaki sosyal mesafeyi koruyun.

Kimseyle "fiziksel" temasta bulunmayın.

Sabahtan akşama kadar "serseri mayın" gibi bir orada bir burada dolaşmayın.

O da yok.

Zararınız yalnızca kendinize olsa inanın acımayacağım.

Başkalarının canını yakacaksınız da ona yanarım...!

***

Kime söylüyorsun?

Her zaman olduğu gibi çarşı pazar yine "başı boş" gezen insanlarla dolup taşacak.

Hem de her gün biraz daha artarak.

Biz de "medya" olarak bu insanların fotoğraflarını "haber sitelerimizde" yayınlayacağız.

Bir de oturup üzerine yazı yazacağız.

Ne değişecek?

Hiç bir şey.

Bir taraflarına bile takmayacaklar.

Yine bildiklerini okumaya devam edecekler...!

***

Netice itibariyle bu iş artık "paranoyaklığın da" bir tık ötesine geçti.

Salgınla birlikte yeni bir "klinik vaka" ortaya çıktı.

- Koronayak!

Maalesef bu hastalığın tedavisi yok.

Aşısı da yok.

- Peki bunlarla ne yapacağız?

Yapılması gereken belli de.

Neyse...!