Yahu şu CHP’liler gerçekten bir alem! Yaptıkları her işte bir “kriz” yaşamasalar rahat edemiyorlar.

Genel Başkanları yürüyen merdivenlere tersten biner, kendine bile “oy” atamaz. Daha neler, neler!

Şimdi de krizler Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin yakasını bırakmıyor. Dün CHP Genel Merkezi’nde yaşanan bir “asansör krizi” var ki evlere şenlik…

Asansöre partililerle birlikte binen Muharrem İnce asansöre doluşanlar yüzünden bir türlü yukarıya çıkamadı.

Bu arada “birinin inmesi lazım” uyarısına rağmen kimse kılını kıpırdatmayınca sinirlenip; “Ben ineyim ya, ben ineyim” diye partililere sitem etti.

Ardından da CHP ile ilgili şu gerçeği partililerin yüzüne vurdu; “Partinin niye iktidar olmadığı belli. Böyle şey olur mu ya…?”

Sizi bilmem ama Muharrem İnce’nin yaşadığı bu olay bana “Yalova” ile ilgili o meşhur “fıkra” veya yaşanan gerçek olayı hatırlattı.

Eh Muharrem İnce de CHP Yalova Milletvekili olunca bu “asansör krizinin” üzerine ilgili “fıkra” da “cuk” diye oturdu diye düşünüyorum.

Gerçi 7’den 70’e herkesin bildiği bir “fıkra” ama tekrarlamakta fayda var diye düşünüyorum…

Bir gün Yalova’ya genç ve okuldan yeni mezun olmuş çiçeği burnunda bir kaymakam atanmış.

İlk kez göreve başlayacak olan Kaymakam, İstanbul’dan vapura binerek Yalova’ya hareket etmiş.

Yalova’ya geldiğinde iskelenin tıklım tıklım insanlarla dolu olduğunu görmüş. Güverteye çıkmış, etrafa gülümseyerek bakıyormuş…

Yanından geçen bir boyacıya usulca sormuş; “Bu kalabalık Yalova Kaymakamını bekliyor değil mi?”

Boyacı, gülmüş; “Kim takar Yalova Kaymakamını ağabey. Halk Gazi Paşa’yı bekliyor” demiş.

Meğer o gün Yalova’ya Atatürk geliyormuş, kalabalık da Atatürk’ü karşılamak için toplanmış…”

Muharrem İnce’nin düştüğü durum baştan sona aynı olmasa da “kim takar Yalova Kaymakamı” ifadesine sanki uyuyor.

CHP’liler bile kendi Cumhurbaşkanı adayları Yalova Milletvekili Muharrem İnce’yi takmazsa millete bunu nasıl anlatırsınız?

Bu millet size dönüp, Cumhurbaşkanı Erdoğan varken “kim takar Yalova adayını” diye sormaz mı…?