İzmir’de “deprem” olmuş.

Türkiye’nin her noktasından “arama kurtarma ekipleri” anında “deprem” bölgesine gelmiş.

Yıkılan binaların üzerine ekipler konuşlanmış.

Tek amaçları var!

Enkaz altında kalan ne kadar insan varsa onları “canlı” olarak kurtarabilmek…!

***

Diğer taraftan;

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş deprem bölgesine ekmek üreten mobil fırın getirmiş.

Seyyar mutfak getirmiş.

Sokak hayvanlarına “mama” getirmiş.

İyi de yapmış.

Allah razı olsun…!

***

Ancak “sosyal medyada” kalkıp bunu;

- Neden haber olmuyor.

Diye eleştirmek abesle iştigaldir.

Hele “arama kurtarma ekiplerinin” kurtardığı onca canı bir kenara atıp;

- Bize göre yardım buna denir!

Şeklinde paylaşım yapmanın adı, “deprem” acısı üzerinden “siyaset” yapmaktır…!

***

Bir kere oraya ekmek, aş, battaniye, vs götüren sadece Ankara Büyükşehir Belediyesi değildir.

Türkiye’deki birçok belediye “deprem” bölgesine ayni yardımları yaptı.

Sakarya’dan da benzer yardımların gittiğini biliyoruz.

Kaldı ki, “depremzedelere” çeşitli belediyelerden yardımlar halen devam ediyor.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nın özelliği ne ki;

Medya işi gücü bırakacak Mansur Yavaş’ın peşine takılacak…?

***

Sonra medyanın “deprem” gibi afet durumlarında belirli bir önceliği vardır.

Bu da enkaz altındaki insanların kurtarılma çalışmalarıdır.

Bütün medya bu tür çalışmalara odaklanır.

Vatandaş da haklı olarak bu tür haberlere kilitlenir.

Medya önceliğini bırakacak ve Mansur Yavaş’ın peşinde koşacak.

Sizin derdiniz yardım yapmak mı “şöhret” olmak mı…?

***

Yazımı “1999 Depremi’nde” bizzat yaşadığım bir hadiseyle bitirelim.

O tarihte “deprem” olmuş.

Neredeyse bütün “Marmara” yıkılıp enkaz altında kalmış.

Devlet uykusundan uyanamadığından gün ağardığında herkes bir başına çaresiz kalmıştı.

İnsanlar ne yapacağını şaşırmıştı.

Yiyecek bir lokma ekmek yok.

Su yok.

Allah razı olsun civar köylerden insanlar traktörleriyle depolayabildikleri her şeyle su doldurup getirmişti.

Köy evlerinde pişen ekmekler vatandaşa dağıtılmaya çalışılıyordu…!

***

Ancak felaketin boyutu öyle büyüktü ki;

Gelen bu yardımlar yetersiz kalıyordu.

İşte tam da bu esnada Ankara’dan zamanın Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve belediye otobüsleri geldi.

Hemen ardından da İstanbul Belediyesi’ne ait araçlar ve o zaman İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan Bulvarda görüldü.

Araçların içi ekmek, yiyecek, ihtiyaç maddeleri ve su doluydu.

O tarihte “depremzedelerin” boğazından geçen ilk ekmek yudumu bunlardı.

İçtiğimiz ilk yudum su Recep Tayyip Erdoğan ve Melih Gökçek sayesinde oldu…!

***

Biz o gün de haberciydik.

Ancak ne o gün Recep Tayyip Erdoğan’ın ne de Melih Gökçek’in peşine takılıp bu yardımlarını haber yapma derdine düşmedik.

Kimse de;

- Bizim haberimizi yapın.

- Bir de televizyonlar için röportaj yaparsak iyi olur.

Demedi.

Gelen yardımları hiç mi haber yapmadık.

Elbette yaptık.

Ancak sıcağı sıcağına kimsenin getirdiği yardımlara bakmadık.

Yıkılan binalara, hayatını kaybedenlere, enkaz altında kalıp kurtarılmayı bekleyen insanlarımıza odaklandık.

Bugün de medyanın yaptığı bu!

Millet can derdine düşmüş kim takar Mansur Yavaş’ı?

Onca canı kurtarmak adına hayatını tehlikeye atan “kahramanları” alkışlayın.

Acı ve gözyaşı üzerinden “siyasi rant” çıkartmaya çalışmayın.

Medyaya da işini öğretmeyin.

Hadi şimdi dağılın ve kendi işinize bakın…!