Sakarya Valiliği çevreyi ve havayı kirleten yaydığı pis koku nedeniyle vatandaşı canından bezdiren Adapazarı Şeker Fabrikası’nın faaliyetlerini durdurdu.
Bu sayede Adapazarı rahat bir nefes aldı. Özellikle akşamları şehrin üzerine kâbus gibi çöken pis kokudan kurtuldu.
Aksi halde Adapazarı Şeker Fabrikası üretim yapacak diye çoluk çocuk zehir solumaya ve o pis kokuyu çekmeye devam edecektik…
Tabi Adapazarı Şeker Fabrikası’nın üretiminin durdurulması üzerine fabrika yönetimi de boş durmadı.
Valiliğin kararı üzerine soluğu Sakarya 1. İdare Mahkemesi’nde alan fabrika yönetimi “yürütmenin durdurulması” adına dava açtı.
Bunun üzerine de Sakarya Barosu Adapazarı Şeker Fabrikası’na karşı Valilik yanında davaya katılma kararı aldı…
Doğrusunu isterseniz diğer bazı konularda olduğu gibi Sakarya Barosu’nu bu konuda da bir kez daha takdir ettim.
Sakarya’nın menfaati doğrultusunda Valiliğin yanında olarak, Adapazarı Şeker Fabrikası’nın faaliyetinin durdurulması kararının takipçisi oldu.
Sakarya Valiliği’nin insan hayatını ve çevreyi korumayı amaçlayarak yapmış olduğu bu idari işlem aleyhine açılan davanın “reddedilmesi” talebinde bulundu…
Hani insan şunu da düşünmeden edemiyor. Sakarya’da bu kadar “STK” varken neden bu görev hep Baro’ya düşüyor?
Neden diğer “STK’lar” da tıpkı Sakarya Barosu gibi bu şehrin sorunlarına daha duyarlı olmuyor, olamıyor?
Sizler bu şehrin “STK’ları” değil misiniz? Aidatlarını topladığınız üyeler bu şehrin insanı değil mi? Ne zaman “etliye sütlüye” karışacaksınız…?
Yahu Adapazarı Şeker Fabrikası atık sularını “arıtmadan” Çark Deresi’ne boşalttığı tespit edildi.
Etrafa yaydığı koku desen artık dayanılmaz bir hal aldı. Millet artık nefes dahi alamaz duruma geldi.
Üstelik ikazlara ve uygulanan “para cezalarına” rağmen hiçbir tedbir almayan Adapazarı Şeker Fabrikası herkese “kafa tutar” bildiğini okumaya da devam ediyor…!
Gerçi Sakarya’da ki “STK’lar” bu şehir için şimdiye kadar elle tutulur ne yaptı ki insan sağlığı açısından hayati önem taşıyan böylesi bir konuda bir şeyler yapsın!
Onların derdi başka. Nitekim önümüzde birçok “STK’nın” seçimi var. O koltuklarda bir dönem daha oturmak varken, Sakarya’nın problemiyle uğraşmakta ne oluyor?
Uzun lafın kısası “iyi ki Baro var.” Yoksa Sakarya Valiliği şehir adına bu kadar hayati önem taşıyan bir konuda yalnız kalacaktı…