Bazen çok küçük gibi görünen tedbirler, yaşanabilecek üzücü olayları engellemede büyük rol oynar ve keşkelere fırsat vermez…Ama biz Türk milleti olarak nedense, hep canımız yanıp üzüldükten sonra tedbir alırız. Sonra da ah vah eder, dövünür dururuz. Keşke

Bazen çok küçük gibi görünen tedbirler, yaşanabilecek üzücü olayları engellemede büyük rol oynar ve keşkelere fırsat vermez…

Ama biz Türk milleti olarak nedense, hep canımız yanıp üzüldükten sonra tedbir alırız. Sonra da ah vah eder, dövünür dururuz. Keşkeler de dilimizden düşmez…

Buna rağmen yine de yaşadıklarımızdan ders almayız ve bildiğimizi okuyamaya devam ederiz… Taaa ki başka bir olay yaşayıp üzülene kadar. Ve bu durum hayatımızda tekrarlayıp durur…

Bizim meşhur bir Sakarya Köprümüz var, herkes bilir. Ama bu köprü tarihi Sakarya köprüsü değil. Hani şu sürekli intihar girişimlerine sahne olan, hatta geçtiğimiz yıl 1 çocuk annesi genç kadının atlayarak intihar ettiği ve cesedinin 3 ay sonra bulunduğu meşhur Sakarya köprüsü…

Geçtiğimiz aylarda da defalarca aynı köprüde intihar girişimleri yaşanmış ve çok şükür ki hepsi de acı sonla noktalanmadan intiharcılar kararından vazgeçirilmişti…

Önceki akşam yine vatandaşın biri bunalıma girip, D-100 karayolundaki Sakarya köprüsüne çıkıp, intihara kalkıştı…

Bu son olayda da intiharcı kararından vazgeçirildi ve kimse üzülmeden olay sona erdi…

Ama o köprüden atlayan gencecik bir kadın, geride küçücük bir yavru ile gözü yaşlı bir aile bıraktı…

Demek ki bazen kararlı olanları intihardan vazgeçirmek mümkün olmuyor…

O halde yapılabilecek en doğru hareket, o köprüde önlem alıp, intiharcıları buraya yönlenmekten vazgeçirmek…

Peki, bu köprüye çıkıp da intihar girişiminde bulunulmasını önlemek mümkün değil mi?

Tabi ki mümkün…

Öğrendiğim kadarıyla, jandarma sorumluluğunda bulunan Sakarya Köprüsü için yetkililer Karayolları’na başvuruda bulunmuşlar…

Köprünün her iki tarafındaki korkuluklarının üzerine 1,5 metre yüksekliğinde tel örgü yapılmasını istemişler…

Ancak alınan cevap o kadar trajikomik ki, güler misin ağlar mısın cinsinden…

Karayolları yetkililerinin verdiği cevap aynen şöyle: “Şu anda programımızda böyle çalışma yok.”

Bu cevabı duyunca, 50 metre tel alayım da Karayollarına hayrına hediye edeyim diyesim geldi…

Bu kadar zor mu yani oraya tel örgü çekmek. Yapılacak bu küçük çalışmayla kim bilir kaç kişinin köprünün korkuluklarına çıkmasını engelleyeceksiniz? Ve belki de intihar vakalarının önüne geçeceksiniz…

Artık köprüye çıkamayacağını anlayan vatandaş, o tarafa hiç uğramayacak bile…

Maalesef bu küçük tedbiri alamayan yetkililer, bundan sonra kaç kişinin vebalini taşıyacak kim bilir?

O gencecik kadın gibi başka biri köprüden atlayıp intihar ettikten sonra mı gündeminize alacaksınız bu konuyu?