Mübarek Ramazan geldi.

TV ekranları bir anda Ramazan sohbetleri ile doldu.

Hemen hemen her kanalda, isminin önünde prof bulunan bir ilahiyatçı çıkmış “ahkâm” kesiyor.

Yok, “bana göre bu böyle.”

Yok, “bana göre şu şöyle.”

Ne bir kaynak gösteren var ne de delil.

Prof oldu diye kendini “İslam Alimi” zannediyor…!

***

Yahu geçen akşam bir TV kanalı, “iftar programına”, belgesel programı yapan yabancı uyruklu birini çıkartmış tam bir rezillik.

Baştan aşağıya saçma sapan muhabbetler.

Ne anlattıkları, ne konuştukları belli değil.

Hatta bir ara iş “geyik muhabbetine” kadar düştü.

Ramazan programı mı yoksa “talk şov” mu belli değil…!

***

Dahası yine bir “iftar” programında konuk diye “rap müzik” yapan biri vardı.

Millet dini sohbet beklerken adam çıktı “rap müzik” türünde bir şeyler söyledi gitti.

Olacak iş değil.

Bir yanda “Kur’an-ı Kerim” okuyorsun.

Diğer yandan “rap müziği” eşliğinde şarkı söyletiyorsun.

Sonra da bunun adına “iftar programı” diyorsun.

Ayıptır, günahtır ya…!

***

Yok, yok.

Bu iş artık iyice “zıvanadan” çıktı.

Milletin dini duyguları ile resmen “alay” ediliyor.

Milletle dalga geçiliyor.

Sadece dalga geçilse iyi!

Aynı zamanda bütün değerler ayaklar altına alınıyor.

Şayet birileri çıkıp bunlara bir “dur” demezse iş iyice şirazesinden çıkacak.

Yarın bunları belgeselci, artist, “rapçı” falan da kesmeyecek.

Maazallah yarın bu zihniyet “iftar” programlarına “dansöz” bile çıkartmaya kalkacak.

Hatta karşılıklı “göbek” bile atacak.

Bunlardan her şey beklenir…!

***

Yazık günah.

Bu işe çanak tutanlar bir de ilahiyatçı olacak.

Oysa en başta onların bu işe karşı çıkmaları lazım.

Ancak maalesef Türkiye’de ilahiyat fakülteleri, ilahiyatçı yetiştirmiyor.

Tam tersi, “mezhepsiz, bozuk itikatlı, yarım imanlı, sünnet düşmanı” prof ve “ucube” din adamları yetiştiriyor.

Eh bu anlayışla yetişen din adamlarının yaptığı “iftar” veya “sahur” programları da işte bu kadar olur…!

***

Uzun lafın kısası;

Bazı kanalları ve bazı Ramazan programı yapanları bir kenara bırakacak olursak!

Ne kadar “sapık itikatlı” prof ve “ilahiyatçı” varsa hepsi TV ekranlarında.

“Şov” mu yapıyorlar, “dini sohbet” mi belli değil.

“İftar” veya “sahur” programı adı altında inananları resmen “torba, torba” günaha sokuyorlar.

Hele bazıları da kendilerini “fetva” makamı görüp öyle “ahkam” kesiyor ki, inananların “dinden” çıkmasına sebep oluyor…!

***

Kimseye akıl vermek haddim değil!

Ancak âcizane tavsiyem;

“İftar” ve “sahurlarda” ekran karşısına geçip bu tür programları izleyip, günaha girmeyin.

Bunların yerine sadece Ramazandan Ramazana değil, belirli gün ve gecelerde dini programlar yapan TV kanallarını izleyin.

Sonra;

TV ekranlarında gördüğünüz her ilahiyatçıya ve isminin önünde prof bulunan her isme sakın ola itibar etmeyin.

Zira Allah inananları bunlar gibilerinden korusun.

Amin…!