Bir Ramazan ayına daha kavuşmanın huzur ve mutluluğu içindeyim.
Maneviyatının yanı sıra, bolluk ve bereketi ile gelen Ramazan, bunu her yerde hissettiriyor. Çarşı pazar hareketlendi, alış verişler yapılıyor.
Her zaman yaptığımız bu alış verişler, nedense Ramazan olduğunda daha farklı bir haz veriyor.Bu ayın o manevi havası, hemen yer yanı sarıveriyor.
Gerçi her zaman söylediğimiz gibi, eski Ramazanların tadı artık yok. Büyüklerimizin anlattığı o renkli Ramazan geceleri, telaş, haftalar öncesinden başlayan hazırlıklar kalmadı.
Ama yine de Ramazan ayı, oruç tutan insanlar için farklı bir anlam ifade ediyor.
Bu ay, yardımlaşma açışından da oldukça önemli. Varlıklı insanların, ihtiyaç sahiplerini her zamankinden daha fazla gözetmesi, yardım elini uzatması gereken bir ay.
Her zaman öncesinde gündeme gelen malum bir konu var. O da, bu ayda özellikle sivil toplum kuruluşlarının verdiği zengin iftarlar.
Belki diyeceksiniz ki, bu konu artık baydı.
Ama baymasın lütfen. Çünkü hafife alınacak bir konu değil.
Yardımlaşma ayı olan mübarek Ramazan’da, ihtiyacı olanlara destek olabilmek her şeyden önce geliyor.
Son derece süslü masalarda, pahalı iftarlar vermek, hem de ihtiyacı olmayanları bu yemeklerde ağırlamak, bizim dinimiz açısından israf ve gösterişten başka bir şey değil.
Hemen hemen her akşam farklı bir yerde farklı bir STK’nın iftardaveti vermesi, sofrasına koyacak bir kap yemeği olmayanlara karşı son derece acımasız davranmaktır.
O nedenle biz çağrımızı bir kez yineleyelim ve diyelim ki, bu Ramazan ayında zenginleri ağırlamak yerine, ihtiyaç sahiplerini gözetin ve hatta gidin orucunuzu onların mütevazı sofralarında açın.
Allahüteâlâ, bu mübarek ayda O’nun şanına yakışacak kulluk yapmayı ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin!