Şöyle arşivime baktım.

1 Mayıs ile ilgili pek bir şey yazmamışım.

Bir iki yazı dışında en son 2019 yılı 1 Mayıs’ında bir yazım olmuş.

Tekrara düşmemek adına o gün 1 Mayıs ile ilgili yazdığım yazıyı tekrar köşeme taşımak istedim.

Zira anlatmak istediğimizi anlatmışız.

Meramımızı o yazımızda dile getirmişiz.

O yazıdaki düşüncelerimizin üzerine koyacak bir şey kalmamış.

Gerçi “salgın” nedeniyle her hangi bir etkinlik yapılmadı.

Belki sade bir tören düzenlendi.

Biz yinede 1 Mayıs’a şöyle bir değinelim.

İşte 2019 yılında 1 Mayıs ile ilgili yazdığımız o yazı…!

***

Doğrusu 1 Mayıs bize hiçte sıcak gelen bir tarih değildir.

Bu tarihin itici olmasının sebebi 1 Mayıs’ta kutlanan “işçi” ve “emekçinin” bayramı olduğundan değildir.

Nedense 1 Mayıs denince hafızalarımızda öyle çok da iyi şeyler canlanmıyor.

Başka ülkelerin bayraklarıyla bir grubun çıkarttığı olaylar ve çıkan kargaşa akla geliyor.

Hele 1 Mayıs 1977 yılında yaşanan “Kanlı Taksim” olayları var ki hafızamızdan ve belleklerimizden hiç çıkmıyor…!

***

O gün ülkeyi karıştırmak isteyen iç ve dış güçlerin “provokasyonu” ile toplam 36 vatandaşımızın hayatını kaybetmişi ve 130 kişinin de yaralanmıştı.

İşte bu yüzdendir ki, o tarihteki olaylar yüzünden millet olarak 1 Mayıslara hep temkinli durmaya gayret edilmiştir.

Aynı oyuna tekrar gelmemek adına 1 Mayıs’ın “Taksim’de” kutlanmasına izin verilmemesinin doğru bir karar olduğu düşünülmüştür…!

***

Elbette kimse kimseye “1 Mayıs’ı kutlamayın” demiyor.

Tabii ki çıkıp kutlayın! Hatta bütün gün halay çekip eğlenin.

Ancak bunu devletin size gösterilen yerde yapın. İllaki “Taksim Meydanı” diye tutturup diretmeyin.

Devletin kutlamalar için gösterdiği alanda ne söyleyecekseniz söyleyin.

İsteklerinizi arzularınızı özgürce dile getirin.

Yeter ki “Taksim” üzerinden gerginlik çıkarmayın…!

***

Aslına bakarsanız aklıselim hiçbir insan ve hiçbir sendika bu sorumluluğun altına girmemeli.

Zaten gergin olan böyle bir ortamda “Taksim Meydanı’na” toplanacak insanların hayatını riske atmanın anlamı yok.

“Hak arayacağım” diye insanların hayatlarını riske atıp milletin tepkisini daha fazla üzerinize çekip haksız duruma düşmeyin.

Sonra;

Koskoca İstanbul’da başka yer mi yok?

İstanbul Valiliği kutlamaların yapılacağı yeri belirlemiş.

Çıkıp orada istediğiniz gibi kutlama yapın.

Israrla “Taksim” diye tutturmak niye?

Amaç ne…?

***

Kim ne derse desin;

Özellikle bizim kuşak 1977 yılında ki 1 Mayıs kutlamaları sırasında “Taksim Meydanı’nda” yaşanan hala acıyla hatırlıyor.

O günkü acıların tekrarlanmasını istemiyor.

Gelin bu ülkede de 1 Mayısları artık “Emek ve Dayanışma Günü” havasında kardeşçe kutlayalım.

En azından biz 1 Mayıs ile barışmak istiyoruz.

1 Mayısları hep beraber kardeşçe kutlamak istiyoruz.

Artık barışmanın zamanı gelmedi mi…?