Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu 608. hafta açıklamasında, 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrasında yaşanan iç ve dış gelişmeler hakkında değerlendirme yapılırken, son dönemde “AK Parti’den İslamcıların tasfiye edildiği” yönündeki tartışmalara da değinildi.
 
Platform adına Sakarya Dayanışma Derneği’nden Erhan Duru’nun okuduğu açıklamada, “Uzun zamandır bir alt üst oluş süreci yaşıyoruz. Siyasi, iktisadi ve toplumsal alanlarda kriz içinde kriz, sorun üstüne sorun yaşıyoruz. Toplumsal barış yerine ayrışma politikaları sürdürüldükçe, her iki kişiden birinin diğerine güvenmediği, birbiriyle konuşmadığı ve giderek birbirine karşı hınç bilediği tehlikeli bir vasata yol alıyoruz. Çözüm yerine çatışma politikaları benimsendikçe, yataklarında uyuyan çocuklar dahi güvende kalamıyor. Silopi’de olduğu gibi, bir gece ansızın eve çarpan bir panzer; gelip iki küçücük canı ailesinden, sevenlerinden alıyor, koparıyor. Adalet değil güç esas alınınca, 15 temmuz’un darbeci yapısıyla hiçbir ilişkisi olmadığı halde, muhalif kimliğinden ötürü nice insan ihraçla, tutuklu yargılamalarla cezalandırılıyor. Buna karşı, darbeci yapıyla ilişkisi kuvvetli olduğu ileri sürülenler; amcası, dayısı, kayınpederi sayesinde serbest bırakılıyor. Kanunlar, bir kez daha haklıyı değil, güçlüyü koruyor. Adaletin hakkı, siyasi güç odaklarının hatırına kurban ediliyor” denildi.


 
Açıklamanın devamında, “Yargıda, bürokraside, kamu idaresinde adalet ve liyakat değil itaat esas alındıkça, yozlaşma her gün biraz daha yaygınlaşıyor” denirken, AK Parti’deki İslamcılık tartışmasıyla ilgili olarak da, “Her şeyin yerlisi ve millisi makbul olunca, evrensellik iddiasındaki İslamcılık da haliyle yük sayılıyor. Bugüne kadar, burada defaatle uyardığımız İslamcı yapılara, yeni iktidar bloğunda değil harç, bir tuğla kıymeti dahi verilmiyor. İktidar nimetleri uğruna nice değerlerini feda etmişlerken, şimdi tasfiye edilme endişesi taşıyorlar. ‘Küçük’ hesapların peşinde koşup, büyük iltifat görenlere bakarak, kendilerine yapılan muameleye içerliyorlar. Oysa başlarına gelen, elleriyle yaptıklarından ayrı değil. Su taşıdıkları o bataklığın çamuru üzerlerine sıçramayacak zannediyorlardı, yanıldılar. Besledikleri kötücüllüğün kendilerine dokunmayacağını zannediyorlardı, yine yanıldılar. Şimdi gerçeklerle yüzleşecekler” eleştirisi yapıldı.
Açıklama, “Biz, kötülüklerden değil iyilikten, ayrışmalardan değil dayanışmadan, çatışmalardan değil barıştan, güçlülerden değil adaletten, çıkarlardan değil ilkelerden yana taraf olmaya devam ediyoruz” ifadeleriyle son buldu.