Medyadetay.com Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Gümüşel’in sorularını yanıtlayan Yıldız, öncelikle olarak hayvanlarda artış gösterenler hastalıklardan bahsetti.

Son zamanlarda özellikle, hayvanlarda kanser vakalarının arttığına dikkat çeken Yıldız, insanları da hazır gıdalara karşı uyardı.

Sokak hayvanları

İnsanların pet shoplardan hayvan aldıklarını ancak bir süre sonra bunlara bakamadıkları için sokağa bıraktıklarını anlatan Yıldız, “Bir kedi köpek, doğum yaptığında en az 3-4 tane doğruyor. Bu durum da sokaktaki hayvan sayısını artıyor” dedi.

Sokak hayvanlarından çok fazla korkmaya gerek olmadığını kaydeden Yıldız, “Biz Veteriner Hekimler Odası olarak bir öneri getirdik. 1 yıl içinde Türkiye’deki sokak hayvanları sorununa çözüm bulacağımızı söyledik. Tüm belediyelerle Veteriner Hekimler Odası olarak bir anlaşma yapacağız. Kısırlaştırılmamış tüm hayvanları kısırlaştıracağız. Günde 3-4 hayvan kısırlaştırılırsa, bu sorunun önüne geçeriz” diye konuştu.

Sokak hayvanlarıyla ilgili yasanın tam olarak uygulanmadığını da söyleyen Yıldız, “Yasa sokak hayvanlarını kısırlaştırıp, varsa hastalığını tedavi edip, aşılarını yapıp, küpelendirip doğal yaşam alanına bırakın diyor. Her mahallede kaç köpek olduğunun bilinmesi gerekiyor. Ama böyle bir sayı bilinmiyor. Yasa sıkı bir şekilde uygulanmadığı için de bu sayı hakkında bilgi yok. Belediyelerden biri kısırlaştırma yaparken, diğeri yapmıyor. Her belediye elini taşın altına koysa, eşit olarak bu çalışmayı yaparlarsa hiç sorun kalmaz. Tüm köpekler kısırlaştırılırsa, en fazla 3 yıl içinde sorun yok olur” dedi.

Avrupa’da sokak hayvanlarına ötenazi uygulandığının hatırlatılması üzerine Yıldız, “Ama bizim Avrupa’dan farkımız Müslüman olmamız. Yavuz Sultan Selim zamanında sarayda karıncalar dolaşıyor. Bunları yok edelim diyorlar. Ancak Yavuz Sultan Selim, Şeyh-ül İslam’dan fetva alalım diyor. Bizdeki kanun aslında doğru ama layıkıyla uygulanmıyor. Uygulansa 3 sene içinde doğası gereği yok oluyor. Din adamları zaman zaman bu yönde fetva veriyor. Ama ben ötenaziye sıcak bakmıyorum” şeklinde konuştu.

Hayvan barınakları

Hayvanların barınaklarda 10 gün süreyle tutulduğunu söyleyen Yıldız, “Büyükşehir’in barınağı, geçici bakım evidir. Yani burada sonsuza kadar bakamazsınız. Zaten toplu olduklarında bir salgın hastalık geldiğinde tüm hayvanlar telef olur. Buralarda hayvanlara sadece kuduz aşısı yapılıyor. Ama diğer özel aşılar yapılmıyor. Bakımevlerinde hayvanlara 10 gün bakılıyor. Kısırlaştırılıp, aşısı yapılır, tekrar bulunduğu ortama geri bırakılıyor” dedi.

“Vatandaşlara da sorumluluk düşüyor”

Vatandaşlara da büyük görevler düştüğünü söyleyen Yıldız, “Hangi mahallede oturuyorsanız, buradaki sokak hayvanlarını tespit etmek gerekiyor. Hayvanları takip edip, yabancı bir hayvan görüldüğünde de belediyeye bildirmesi lazım. Kısırlaştırılıp kısırlaştırılmadığına, aşılarının yapılıp yapılmadığına bakılmasını sağlaması ve yemek ihtiyacını karşılaması lazım. Bu bir halk hizmetidir” diye konuştu.

“Ülkenin parası gidiyor”

Şehir dışında bazı bölgelere hayvanlar için yem ve su odakları konulduğunu belirten Yıldız, “Gelişen teknoloji karşısında insan kalitesi artması gerekirken, kalite düşüyor. Sokak hayvanı karnını doyursun diye bunlar konuldu ama insanlar bunları bozuyor. Ne istiyorlar anlamıyorum. Halk bunların bozulduğunu fark ettiğinde belediyelere haber veriyor. Gerekli bakımı yapılıyor. Ama sonuçta bu ülkede olan her şey bize ait. ABD’de sokak hayvanları, 125 yıllık bir cihazı hala kullanıyor. Ülkemizdekine bakıyorsunuz, 3-5 ay sonra bozuluyor. Bu ülkenin parası gidiyor. Biz o kadar zengin bir ülke değiliz. Bir de toplumda boş vermişlik var. Kaliteli toplum yetiştirmeye çalışırken, şimdi günü geçirme derdi var. İnsanlar nasıl daha çok verimli olabileceklerini düşünmüyorum. Toplumu çok iyi yetiştirip, yönlendirmek gerekiyor” dedi.

Hayvan hastalıkları

Sapanca Gölü’nün göçmen kuşların uğrak yeri olduğuna dikkat çeken Yıldız, “Göçmen kuşlar Sapanca Gölü’nde dinlenirken, Afrika’daki bir hastalığı bize bırakıp kuzeye gidiyorlar. Dönerken de kuzeydeki bir hastalığı getiriyorlar. Bu nedenle özellikle tavukçuluk işiyle uğraşanların çok dikkatli olması gerekiyor. Mutlaka aşılama konusuna dikkat etmeleri gerekiyor. Bu hastalıklar ancak aşı ile giderilebilir. Kümeste 3-5 tane tavuk da olsa aşı yaptırmalılar. Hastalıklar Afrika’dan geliyor ama kalıcı olmaya başladı. Vatandaş hangi tavuk, hangi yumurta diyor. İmkanları varsa köyden alsınlar. Kedi köpekler de insanlarla yaşadıkları için her türlü hastalık görülebiliyor. Son zamanlarda köpeklerde alzhaimer hastalığı bile görülüyor. Evinin yolunu unutan köpekler var. Eğitim ve ilaçla tedavi ediyoruz. Vatandaşlarımız da bu konuda çok bilinçli değil. Araştırmıyorlar. Öğrenince de şaşırıyorlar” dedi.  

Veterinerlik mesleği

Veterinerlerin çalışma alanının çok geniş olduğunu belirten Yıldız, “Köyden uzaya kadar bir alanı kapsıyor. Şu an uzayda canlı aranıyor mesela. NASA’da yüzlerce veteriner çalışıyor. Belediyelerden, arama kurtarmadan tutun da, ormanlara kadar birçok yerde görev yapıyoruz. Veteriner hekimler Türkiye için önemli. 29 fakülte sayısı ile dünya üçüncüsüyüz. Türkiye’de hayvancılığı geliştirmek zorundayız. Hayvanları hastalıklardan korumak ve insanları beslemek zorundayız. İnsan ne yerse ona benzer. Zeka, hayvansal gıdalarla gelişir. Toplumun, kaslı, uzun boylu olmasını istiyorsanız, bu da hayvancılıktan geçiyor. Çok ciddi projeler üretilmesi gerekiyor. Hayvancılık geri olursa, bu durum insanların zekasına kadar etkiliyor. Bioyararlılık diye bir şey var. Sebze yiyin ama tahıl oranı çok düşük. Onun için çok ciddi yaklaşmak gerekiyor. Kas gücü, beyin gücü geriliyor. Rakipleriniz dev gibi adamlar. Spor, savaş, eğitimde yarışacaksanız eğer, güçlü olmak durumundasınız. Bunun için çok iyi veteriner hekimlere sahip olmamız gerekiyor. Türkiye, tarım ve hayvancılığın daha da gelişmesi için müsait. Şu an tavukçuluk konusunda çok iddialıyız. İnşallah büyükbaşta da bunu yakalayacağız. Büyükbaş fiyatları çok iyi. Bunun için hayvancılığı herkesin, modern bir şekilde yapmasını tavsiye ediyorum. Köylerde tarlaların hakkı verilmiyor. Yeterince işlenmiyor. Burada başta devlet olmak üzere, herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor. Ama kimsenin böyle bir amacı yok. İnsanlar çoğu vaktini uykuda geçiriyor. Biz bu şekilde dünya ile yarışamayız. Üretmek lazım” diye konuştu.

Hayvan hakları dernekleri

Hayvan hakları derneklerinin ellerinden geleni yaptığına değinen Yıldız, “Türkiye demokrasi açısından çok iyi bir yerde. Kamudakiler de görevini biliyor ve yasalar dışına çıkamıyor. Bir kısmı belki imkansızlıklarla bir şeyler yapamıyor olabilir. Sivil toplum kuruluşları da gönüllü olarak çalışıyor. Bu davaya gönül koymuşlar ve ellerinden geleni yapmaya çalışıyor. Fakat bu konuda herkesin üzerine düşen görevi yapsın” dedi.