Yıldız, “Büyükbaş hayvan üreticileri ahırlardaki en küçük deliği bile kapatıyor. Ancak hayvanların dışkısından, idrarından çıkan amonyak, metan gazları, öncelikle sığırların solunum sistemini etkileyerek et, süt yönlü verim kaybına yol açıyor. Üreticilerimiz hayvanların her türlü bakımını yaptıkları halde maddi anlamda hiçbir kazanç elde edemiyorlar. Tüm emekleri, ürettikleri ya da parayla satın aldıkları yem, ot, saman, silaj için boşuna para harcanmış oluyor. Bununla birlikte hayvanlar ağır solunum sistemi hastalıklarına bağlı olarak ölümler de yaşanabiliyor. Sığırla fizyolojik olarak -10 dereceden sonra üşürler. Başka bir deyimle verim kaybına uğrarlar. Bu bilgi üreticilerimiz için son derece önemlidir. Son günlerde ilimizde birkaç mihrakta ortaya çıkan şap hastalığının da, bu şekilde her tarafı kapatılan ve hiçbir şekilde hava almayan ahırlar nedeniyle atlatılması oldukça zordur.
Ahır işletmeleri bu yanlış uygulamadan dolayı hayvan kayıpları vererek bedel öderler. Sığır işletmeleri eğer kapalı ahır işletmeleri şeklinde iseler, çatı kısmında yeterli havalandırma alanları bırakmalıdır. İşletmeye girdiğiniz zaman, ortamdaki hava sizi rahatsız etmemelidir. Camlar, kapılar karşılıklı cereyan yapacak şekilde olmamalıdır. Açık besi işletmelerinde üç tarafı kapalı, düzenli esen rüzgarın ters istikametinde açık alanlar olmalıdır” dedi.
