Ahlak sadece insan için geçerlidir. İnsan ise insan olmanın sorumluluğu ile sürekli mükemmelleşmeye çalışmalıdır.

Ahmet Arvasi Hoca, peygamberler, veliler ve büyük ahlak kahramanlarının insandaki bu sorumluluk duygusunu ve mükemmelleşme iradesini kamçılamak ve parlatmak için geldiğini ve faaliyet gösterdiğini belirtmektedir. Arvasi’ye göre ahlak, bir bakıma ‘nefsi kontrol ve ona hakim olma’ şuurudur. Ahlak, ‘nefs-i emmareyi’ kontrol ederek yücelmek, kademe kademe yükselerek nefs-i mutmainne’ye ulaşmak şeklindeki bir irade savaşını ifade eder. Şanlı Peygamberimiz (O’na salat ve selam olsun) ise buna “en büyük cihad” adını vermektedir.

Arvasi’ye göre “nefs-i mutmainne” durumunda olan kişi ideal insandır, peygamberimizin ifadesi ile ‘yaşayan şehit” olarak anılmaya değer. Böyle bir insan yüce gayeler için yaşar. O kendisini mukaddes bir davanın savaşçısı olarak görür. Yerken, içerken, uyurken, evlenirken daima Yüce Ülküsünün Zaferini düşünür. İdeal insan yani ülkücü insan için nefsin istekleri sadece davanın başarısı için bir vasıta ve iticiden başka bir şey değildir.

Bütün bunlara rağmen her insanın birer ahlak kahramanı olması istense de bu mümkün değildir. Çünkü, insanlar insan olmak haysiyetine eşit olarak sahipseler de bedeni, zihni ve hissi kabiliyetleri bakımından farklıdırlar. Üstelik çok farklı sosyal, kültürel, ekonomik ve politik ortamlarda yetişmektedirler. Bütün bunlar farkları çoğaltmaktadır. Bu yüzden her insan ahlaken yüksek olamaz.

Ahmet Arvasi, Türk’ün ahlakının İslâm ahlakı olduğunu belirtmektedir. O’na göre, bin yıldan beri Türk töresi İslâm’la kaynaşarak milli vicdanımızı yoğurmaktadır. Müslüman Türk’ün vicdanı din ve töresi ile kaynaşarak teşekkül etmiştir. Türk çocuğu, din ve töresinin normlarını ihlal etmemeye çalışır. İstemeyerek de olsa ihlal etse vicdan azabı duyar.

Bu yüzden güzel ahlak, Türk insanının vazgeçilmezlerinden biri olmalıdır. Türk milletinin varlığı için hiçbir fedakarlıktan çekinmeyen milli kadrolar da hem kendilerini hem de toplum ahlakını yükseltmeye çalışmalıdırlar. Çünkü terbiyenin temeli güzel ahlaktır ve ahlakın temeli dünyevi bir menfaat olmayıp ‘Allah rızası için’ yapılan iyiliktir. Ahlaktan maksat insanı kendine yaraşır bir biçimde yoğurmak ve yüceltmektir.

Ahlakın evde, okulda ve iyi bir çevrede kazanılacağını anlatan Arvasi, ahlak eğitiminde dini ve milli değerlerimizin esas alınması gerektiğini belirtiyor. Çünkü O’na göre, ahlakın getirdiği tefekkür biçimi ve metodu orijinaldir. Yani gücünü, Kur’an-ı Kerim, Şanlı Peygamberimiz, O’nun izinden giden yüce Sahabi kadrosu ve İslâm alimlerinden almaktadır. Neden? Çünkü insanoğlu, dünyada sadece akıl ile doğru yolu bulamamaktadır. Bir rehbere ihtiyacı vardır. Bunlarda Peygamberimiz ve O’nun övdüğü alimlerdir. Bu kadroya sevdalanan insan, “En iyiye, en iyinin ta kendisi olan Allah’a yönelmeli, ondan gayrısına boyun bükmemelidir”

Demek ki, Türk-İslâm ülküsünde ahlak, “Allah ve Resulünün sevdiği ve övdüğü ahlaka sahip olmak iradesini ifade eder.” Ahmet Arvasi Hoca, ahlaken yücelmiş insanların herkese iyilik yapacağını, kimseye kötülük yapamayacağını anlatırken iyiliğin ardından yapılacak görevin ise yeryüzünde adaleti sağlamak olduğunu belirtiyor.