Bir zamanlar en gözde mesleklerden birisi olan süpürgecilik, diğer el emeği mesleklerinde olduğu gibi adeta can çekişiyor. Türkiye'nin önemli süpürge üretim merkezlerinden biri olan Sakarya'da ise az sayıda süpürgeci babalarından öğrendikleri yöntemle üretimlerini devam ettirirken gelişen teknolojiye direniyor. Adapazarı ilçesi Zirai Aletler Sanayi Sitesi içerisinde süpürgeciler sitesi olarak tabir edilen minik tesislerde faaliyet gösteren süpürgeciler, son yıllarda çırak bulmakta zorlanırken teknolojinin de gelişmesiyle değerlerini kaybediyor.

İnsanoğlunun temizliğe ihtiyaç duyduğu ilk zamanlarda icat ettiği süpürgeler, süpürge otundan yapılıyor. Süpürge otunun hasadı, temizlenmesi, kükürtle kurutulması, belirli bir boy haline getirilmesi, tek tek ayrılması, taslak haline getirilmesi, tutma yerinin yapılması ve dikiş atılması gibi birçok meşakkatli aşamadan geçen süpürgeler, ustaların dokunuşlarından sonra tam bir süpürge halini alarak ülkenin birçok kentine ve yurt dışına gönderiliyor. Kendilerinden sonra bu mesleği yapan olmayacağını düşünen 68 yaşındaki Mehmet Cemal Babacan, süpürgecilikte son durak olduklarını dile getirdi. Süpürgecilik mesleğinin eski zamanlarda daha iyi yerlerde olduğunu belirten Sakarya Süpürgeciler Sitesi Başkanı Nuri Köseoğlu, gelişen teknolojiye yenik düştüklerini de dile getirdi.

"Durum eskisi gibi değil, tabana düştük"
45 senedir süpürgecilik yapan Mustafa Şahin,
“Bu işe ağabeylerimizin, babamızın yanında çıraklıktan başladık. Bir işin ucundan tuttuk askerlik zamanına kadar. Askere kadar süpürge yapmasını öğrendim. Askerden sonra ki düşüncem başka bir işe girmekti. Fabrikada, belediyede çalışan tanıdıklarımız vardı. Onların almış olduğu aylıkları biz 10 günde çıkartıyorduk. Ondan bu işe böyle katıldık. Şu anki durum tabi eskisi gibi değil. Biz tabana düştük, daha doğrusu ezildik. Tabii ki 80-90’larda kazancımız çok iyiydi. Herkes kazanıyordu ama teknoloji işin içine girince bizim işimiz düştü. Kayıtlı 800-900 tezgah vardı fakat şimdi ise bu sayı 55. Talep var, şu durumda istediğin kadar çıkart ama eskiden böyle değildi. Bazen kötü zamanlar olurdu. 10-15 gün yatardık istekler artsın, siparişler bollaşsın diye. Şimdi gidiyor, istek var, istediğin kadar yap. İstersen 24 saat çalış tane hesabı. Köylünün ekmiş olduğu tarladan çıkan ot bunlar. Çok meşakkatli bir iş. Bildiğimiz için bize çabuk geliyor ama başkasına çok zor gelir. Köylüden ot alıyoruz ilk başta daha sonra da imalata atıyoruz. 4 farklı işlemden geçtikten sonra 5 dakikada imalattan çıkıyor süpürge” dedi.

"Bu işte son durak biziz"
Yaklaşık 56 seneden beri mesleği yapan 68 yaşındaki Mehmet Cemal Babacan ise, bundan sonraki neslin bu işi yapacağını düşünmediğini belirterek,
“68 yaşındayım ve 56 seneden beri bu işin içerisindeyim. Bu mesleri babamlar yapıyordu ve bizde onlardan görerek yapmaya başladı. Emekliye ayrıldım ama işimi devam ettiriyorum. 55 senede yedik, içtik, doyduk. Bundan sonraki neslin bunu yapacağını hiç sanmıyorum, maalesef bu iş bitti. Bu işte son durak biziz” diye konuştu.

"İşi yapanların sayısı azalınca makinelere yöneldik"
Süpürgecilik mesleğini yapanların sayısının her geçen gün azalması ile birlikte taleplere yetişebilmek adına makinelere yöneldiklerini aktaran Sakarya Süpürgeciler Sitesi Başkanı Nuri Köseoğlu,
“Bizde bu işe girdik ve yaş 60 oldu. Bizden gerisi pek nadir. Biz elimizden geldiği kadar talepleri karşılamak için mücadele ediyoruz. Bir ara 900 esnafımız vardı. Deprem sonrası 200-250’ye daha sonrasında ise 50-60 esnafa düştük. Tabi bu teknolojinin girmesi ile el süpürgesi, plastik sektörü ile birlikte olan bir şey. Bizde yapılan adete, taneye göre yevmiye verilir. Yani tanesi 1 lira olsa, 100 adet yapan 100 lira alır. Bugün sabah 8’de gelir, akşam 8-9'a kadar uğraşır. Bizim işlerimiz muhabbet içerisinde arkadaş ortamı içerisinde oluyor. Bu işi yapanların sayısının azalması ile birlikte, seri üretimlerde makineler ile taleplere cevap vermeye uğraşıyoruz. El hüneri dediğin zaman bunu 100-200 tane yapan arkadaşlarda yaşlılıktan dolayı performans düşüklüğü var. Tabi talep olduğu zaman makinelere yükleniyorsun. Makinelere bundan meyillendik” şeklinde konuştu.

"Teknolojiye karşı yenik düştük"
Mesleğin eski zamanlarda daha iyi yerlerde olduğunu vurgulayan Köseoğlu,
“Ben şimdi kendi oğlumu dahi bu işe sokmadım. Zamanında çok şaşalı dönemlerimiz oldu. Cuma Pazarı semtimiz vardır, 80’den 2000 yılına kadar o semti süpürgeciler kurdu evleri ve iş yerleri ile beraber ama teknolojiye karşı yenik düştük. Çocukta bakıyor tabi ve diyor ki; 'Baba sen sabah 7’de gidiyorsun, akşam 9’da geliyorsun. 6 ay iyi geçiniyoruz, diğer 6 ay ona buna bakıyoruz.' Böyle olunca tabii ki çocuk bu işten soğuyor. Biz yine de tozuna bereket diyoruz. Süpürgenin nesli tükenmez, talep olduğu müddetçe makineleşir. El sanatı biter ama makineler çoğalır. Daha az güç harcamak ile yine imalat olur. Bazı kesimlerimiz var el yapımı süpürgeyi annesinden görmüş ve onu istiyor. Makine süpürgesini pek istemiyor. Zamanla el yapımı süpürge yapılmadığı müddetçe, makine süpürgesine talep artacak. Temizlik olduğu müddetçe bu süpürge olacak” ifadelerini kullandı.

"Amerika ve Almanya’ya dahi süpürge gönderiyoruz"
Türkiye’de bu sektörde site olarak bu işi yapan tek ilin Sakarya olduğunu ve 81 ilin yanı sıra buradan yurt dışına da ihracat yapıldığını açıklayan Nuri Köseoğlu,
“Şu anda Dünya’da nereye giderseniz gidin Sakarya süpürge üzerinde tek numaradır. Bunun yurt dışından ithal gelişi de burada toplanır, yurt dışına çıkan süpürge de buradan pazarlanır. Aracılar vardır. Yani yurt dışı pazarlamacılar. Temizlik ürünleri talebini alıp buraya gelerek bakıp ararlar. Bugün Amerika ve Almanya’ya dahi süpürge gönderiyoruz. İstanbul’dan bir toptancı sipariş alıyor ve gelip bize söylüyor. Bizde siparişi hazırlıyoruz. Edirne’de de böyle bir site vardı ama onlar çok azaldı. Sektör olarak, sanayi olarak bir bizim ilimiz var. Diğer illerde bu işi sezonluk yaparlar. Ondan sonra 4 ay yapar, 8 ay yapmazlar. Genelde talepler bizim buradan karşılanıyor. Süpürge ihtiyacı ve talebi olan kişiler 81 ilde, yurt dışı da olsa Adapazarı’na muhakkak uğrarlar. Talebini buradan karşılar” dedi.

Sıfır atık olan bizim süpürgelerimiz kullanılsın
Yetkililere çağrıda bulunan Köseoğlu,
“Bizim belediyelerden ve büyük kuruluşlardan ricamız; plastik olarak değil de bizim süpürgelerimizi kullansınlar. Çünkü sıfır atık. Doğaya çabuk karışabilen toprağa çabuk karışabilen bir cins. Biz istiyoruz ki bizim süpürgelerimizi kullansınlar. Hem ekonomiye, hem de doğaya katkıları olsun. Belediyelerimizin ihtiyaçlarını bizlerden karşılamalarını istiyoruz” diye konuştu.