Sakarya Üniversitesi Öğrenci Konseyi tarafından düzenlenen “İstiklal Marşı’nın Önemi” isimli konferansa Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recai Coşkun ve Yrd. Doç. Dr. Muharrem Öçalan konuşmacı olarak katıldı. SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen konferans, Sakarya Milletvekili Zihni Açba ve çok sayıda öğrencinin katılımı ile gerçekleştirildi.

Konuşmasına Mehmet Akif Ersoy’un hayatından bahsederek başlayan Yrd. Doç. Dr. Muharrem Öçalan, “Mehmet Akif 20 Aralık 1873’de doğmuş, 27 Aralık 1936’da vefat etmiştir. Kendisini tarif ederken, “Toprakta gezen gölgeme torak çekilince günler bu heyyulayı da er geç silecektir. Rahmetle anılmak ebediyet budur amma sessiz yaşadım kim beni nerden bilecektir?” diye tarif ediyor. O nasıl bir insandı diye sorarsanız da şu cevaplar verilebilir, doğumundan ölümüne fevkalade tevafukların bulunduğu bir insandı” diye konuştu.

“Türk lafı geçmeden Türk milletini anlatan en iyi şiir İstiklal Marşı”

Yrd. Doç. Dr. Öçalan, istiklal şairine ve istiklal marşına yapılan eleştirilere şu şekilde açıklık getirdi, “İstiklal Marşında neden Türk sözü geçmez?’ diyorlar.  Peki geçse ne olurdu? Hiçbir şey olmazdı, ben rahatsız olmazdım. Ama birileri mutlaka yine rahatsız olurdu. Bana içinde Türk lafı geçmeden Türk milletini anlatan en iyi şiir nedir deseler hiç hilafsız İstiklal Marşı derim. Çünkü adını söylemeden ifade ettiği, tasvir ettiği her şey Müslüman Türk’ü anlatıyor. Başka bir millete götürseniz uymaz. İstiklal Marşı’nı tahlil etmesini bilen biri öncesini sonrasını göz önünde bulunarak söyleyiş manasını ele alarak şiir incelemeyi bilen birisi bunu görür” şeklinde konuştu.

“Biz bir milletiz, Turan devletiyiz”

Turan hedefi ve Türk devlet ve milletlerinin her konuda dayanışma içinde, iç içe bir politika sergilemesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Recai Coşkun, “Türk kavimlerinin kaderleri birbiriyle sıkı sıkıya örgülü. Birinin güçsüzleşmesi diğerinin güçlenmesi anlamanı gelmiyor, diğerlerinin de güçsüzleşmesi anlamına geliyor. Bu mesele Osmanlının çöküşe geçmesiyle başlayıp Rusya’nın ve Çin’in oradaki Türkleri sıkıştırmasına kadar gider. Yani batıda ortaya çıkan bir zaaf en doğudakini de etkiliyor” diye konuştu.

Prof. Dr. Coşkun, “Biz Çanakkale’de savaşırken bu turan ülkeleri de yardım da bulunmuştur. Kimisi şiirleriyle, kimi bedenen katılarak bu mücadeleye ortak oldular. Buradan çıkaracağımız resim şudur, bizim kaderimiz birbirine bağlıdır. Bizim İstiklal marşını okurken coşmamız çok güzel ama yeterli değildir. Balkanları bilmeden Anadolu’yu anlamak, Anadolu’yu bilmeden Kafkasları anlamak mümkün değildir, bizim kaderimiz iç içedir” dedi.