Bir zamanlar Sakaryaspor’da “Başkanlık” yarışı olurdu. Seçimlerde kıran kırana ama medenice geçerdi.

Bırakın “Başkanlık” yarışını Sakaryaspor Yönetimi’ne girmek bile büyük işti. Bir ayrıcalıktı.

Kongre tarihinden aylar öncesinde ciddi bir hazırlık yapılırdı. İşadamları, siyasiler tek tek ziyaret edilip listeler oluşturulurdu.

Hele karşınızda bir rakip varsa, Sakaryaspor Yönetim Kurulu’na alacağınız isimleri ikna etmeniz çok zor olurdu.

Zira o zamanlar insanların karşısına bir “hedefle” çıkıp aynı zamanda da inandırıcı olmak durumundaydınız…

İşte bu yüzdendir ki Sakaryaspor bir zamanlar “efsane” olmayı başardı. Bu sayede de “efsane” yöneticiler çıktı.

Bugün bile hala kendilerini hürmet ve sevgiyle anıyoruz. Şimdi burada tek tek isimlerini yazmayacağım.

Ama bilin ki, bugün Sakaryaspor’un “sermayesi” henüz tükenmediyse bu o başkanların sayesindedir…

Nereden nereye. Bir zamanlar Sakaryaspor Yönetimine girmek için yarışıp araya “hatırlı” kişiler sokulurken bugün yönetici bulamıyoruz.

Anlı şanlı Sakaryaspor’u “kayyımın” eline teslim ediyoruz. Sakaryaspor’un geleceği üzerine değil de “anlamsız” işlere kafa yoruyoruz.

Bu şehrin yönetici ve siyaset adamlarından oluşan “metazori” bir liste yapıp bunu da Yönetim Kurulu diye sunuyoruz.

Bir kere insanları zorlamak yerine, Sakaryaspor Yönetim Kurulu’na girmekten neden kaçıldığına bir bakmak lazım.

Maalesef bugün Sakaryaspor konusunda insanlar soğutulmuştur. Sakaryaspor dendi mi insanlar “40 günlük yola kaçar” hale getirilmiştir…

Hiç kimse kusura bakmasın ama bunun sorumlusu da bu şehirdir. Sakaryaspor’a yönetici olarak kim gelirse gelsin, bu şehir memnun olmuyor.

Herkes kendine göre bir Sakaryaspor Yönetimi arıyor. Mevcut yönetimi beğenmeyen de başlıyor atıp tutmaya.

İnsanların ne “arsızlığı” ne de “hırsızlığı” kalıyor. Buna bir de tribünden yükselen “sinli-kaflı” tezahürat eklenince, sonuç ortada. Sakaryaspor’a yönetici bulunamıyor…

Hatırlıyorum da 80’li ve 90’lı yıllarda da Sakaryaspor Yönetimi aleyhine “tribünlerden” olumsuz tezahürat yapılırdı.

Ama “sinli-kaflı” tezahüratlar yapmak biraz sıkardı. Böyle tezahürat yapanların kim olduğu tespit edildi mi bileti anında kesilirdi.

Yanlış anlaşılmasın, bir şey ima ettiğim falan yok. Ben sadece 80’li ve 90’lı yıllarda şahit olduğum olayları aktardım.

Kısacası, bir zamanlar “Sakaryaspor’da yönetici olmak” sorumluluk isteyen ciddi bir işti. Peki ya bugün…?