YILINI hatırlamıyorum, sanırım altı yıl kadar önceydi, Ergun Kaftancı bir gün Tamay Açıkel’i “tertemiz bir kalem” diye nitelemişti.

Düşündüm:

- Tertemiz kalem ne demek?

Yarım asrın üzerinde meslek yaşamı olan Kaftancı, Tamay Açıkel’in kalemini kişiliğinden ayrı bir şeymiş gibi konuşuyordu.

Bense yazarla kalemin ayrımı üzerinde hiç düşünmemiştim; yaşayarak bu gerçeği öğrenecek, yazarla kalemi arasındaki bağlantıların yanar-söner renklerini gazete yöneticiliğim boyunca izleyecektim.

Kaftancı’nın ne söylemek istediğini ileride kavrayacaktım…

***

Ergun Kaftancı türündeki insanlarda çok hoş bir yan vardır, öyle alçak gönüllülerdir ki öğrettiklerini önemsiz bir şeymiş gibi söylerler.

Ondan öğrendiğim bir başka deyim de ‘rüşvet-i kelâm’ dır.

Rüşvet-i kelâm nedir?

Yazarın, vurmak istediği kişiyi övmekle yazıya başlaması; okurların gözünde yansız intibaı yarattıktan sonra herifi göbeğinden kurşunlayarak noktayı koymasıdır…

***

Dün, Yeni Sakarya’da Zeki Aydıntepe’nin ‘Engin Özkoç ve Tüpraş’ başlıklı yazısını okurken Kaftancı’nın kulaklarını çınlattım; duydu mu bilmiyorum.

Aydıntepe, dünkü yazısında kötü bir rüşvet-i kelâm oyunu yapmaya çalışmış.

Güya, Sapanca Gölü’nün kullanımıyla ilgili sorunu TBMM gündemine getiren, soru önergesiyle Çevre Bakanlığı’nı köşeye sıkıştıran CHP’li Özkoç’un çalışmalarını takdir ediyor…

Milletvekilini cana yakın buluyor…

TBMM üyesini çalışkan milletvekili olarak değerlendiriyor…

Ama, başka şeyler de söylüyor…

Neler söylemiyor ki?

***

Aydıntepe’nin yazısından bazı kesitler:

- CHP’nin ilimizdeki nazar boncuğu Engin Özkoç’un, 1994/99 belediye meclisi döneminden kalma kabadayılığı olmasa, diyeceğim ki işte benim özlediğim politikacı…

- Nerde kavga kapışma var, Özkoç orada…

- Hani derler ya adı çıkmış dokuza, inmez sekize…

- Oysa Özkoç, bunun dışında özellikle de, verdiği araştırma ve soru önergeleri yanında, ilimizin sıkıntılarını gündeme getirişindeki kararlılığı ve istikrarlı tavrı ile ideal bir milletvekili izlenimi veriyor…

- Niye böyle çalışkan, cana yakın, insancıl özelliklerini bir anda alıp götüren efeliklere soyunur bilinmez…

- Ama bir bilinen var ki, ona bu tavır artık yakışmıyor, gözlerden ve gönüllerden düşmesine yol açıyor…

***

Siz bu yazıdan ne anladınız?

- Kabadayı kim?

- Efe kim?

- Gözden ve gönülden düşen kim?

CHP milletvekili Engin Özkoç!...

Ama, bunlar olmasa ideal milletvekili olan yine Engin Özkoç!

Uyanıklığı görüyor musunuz?

Sol elinde takılı güderi eldivenle sırt sıvazlıyor, diğer eliyle de, SASKİ kanalizasyonuyla dolu hokkasını Özkoç’un karnına sokuveriyor…

İşte rüşvet-i kelâm budur…

İşte kirli kalem budur…

***

Sapanca Gölü’nün kirlenmesinin yanı sıra basının kirlenmesi sorunu da var…

Sanki lağım patlamış, yokuş aşağı gürül gürül akıyor…

-------------------