Saldırı gece yarısı meydana geldiğinden doğal olarak Yeni Şafak ve Akit gazetelerinin Sakarya il temsilciliklerinde kimse bulunmuyordu.
Dolayısıyla kimsenin yaralanmadığı bu saldırı sonucunda gazetelerin il temsilciliği bürosu taşlanıp içeri girildikten sonra darmadağın edildi…
Bu saldırı öncesinde Yeni Akit Gazetesi’nin İstanbul’daki merkezi de benzer bir saldırıya maruz kaldı.
Gazetenin İstanbul’da ki merkezi önünde toplanan bir grup taşlı saldırıda bulunup binaya önemli hasar verdi.
Neyse ki o an gazetede bulunan çalışanlar durumu polise haber vererek saldırganların gazetede bulunan çalışanlara zarar vermeleri önlendi…
Bu olayların başlama nedeni olarak ise Yeni Akit Gazetesi’nin “sosyal medya” hesabı üzerinden “Mustafa Kemal’e” hakarette bulunulduğu “iddia” edildi.
Ancak “Mustafa Kemal’e” hakaret içeren ifadelerin yer aldığı “sosyal medya” hesabının Yeni Akit Gazetesi’ne ait olmadığı kısa bir süre sonra anlaşıldı.
Yeni Akit Gazetesi’nin sahipleri “Mustafa Kemal’e” hakaret içeren sosyal medya hesabının kendilerine ait olmadığını açıkladı.
Ancak kısa sürede sosyal medya üzerinden yayılan bu haber üzerine bir grup Yeni Akit Gazetesi önünde toplanıp binayı taşladı…
Kimse kusura bakmasın. Bu ülkenin vatandaşı batı toplumunda yaşayan insanlar kadar geniş değildir.
Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan insanların kahir ekseriyeti inancına, kutsal değerlerine ve devlet büyüklerine hakareti sevmez.
İnancına, kutsalına ve devlet büyüklerine hakaret edenleri de hoş görmez. Zaten bizi batıdan ayıran en büyük özellik de budur…
Bizim için kutsal değerler her şeyden önce gelir. Aç kalır “midemize taş basarız” ama “ezansız” yaşayamayız.
Elimizdekileri, avucumuzdakileri almalarına razı oluruz ama “dinimizi, imanımızı, itikadımızı” elimizden almaya kalkışanlara izin vermeyiz.
Aynı şekilde bu ülkeye hizmet etmiş devlet büyüklerimize deiçeriden ve dışarıdangelen hakaretlere de gereken cevabı veririz…
Nitekim geçen gece provokasyon olduğu açıkça belli olan ve sahte hesap üzerinden “Mustafa Kemal’e” yapılan hakareti de tasvip etmek mümkün değildir.
Bunun Charlie Hebdo’nun yaptığı yayın ile arasında hiçbir farkı yoktur. Sevsek de sevmesek de kimsenin bu ülkenin devlet büyüğüne hakaret etmeye hakkı yoktur.
Burada önemli olan birine tepki gösterirken diğerine sessiz kalmamaktır. Her ikisine de aynı şekilde tepki vermelidir.
Kaldı ki bugün dünden daha dikkatli ve duyarlı olmamız gerekmektedir. Nitekim “provokatörler iş başında” ve bizi nereden vuracaklarını iyi biliyorlar…
