Ermenilerin Almanların umurunda olmadığını belirten Selvi, Almanya’nın emperyal çıkarları için Ermeni Meselesi’ni kullandığını kayderek alınan kararla Almanya’nın birçok karlı sonuçlar elde edeceğini ifade etti. Geçtiğimiz Perşembe günü (2 Haziran 2016) Alman Parlamentosu tarihi bir karar alarak Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti’nin Ermenileri sevk ve iskânını soykırım olarak nitelendirdi ve tanıdı. Prof. Dr. Haluk Selvi, alınan kararı tüm boyutlarıyla değerlendirdi.
Hukuksuz ve yetkisiz bir karar
Alman Parlamentosu’nun böyle bir karar verme yetkisi olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Selvi şunları söyledi: “Aslında Ermeniler için soykırım olarak kabul ettikleri olayların 100. yılında yani geçen yıl bu tür siyasi kararların alınması beklenirken bu gerçekleşmedi ve hatta büyük bir fiyasko ile sonuçlandı. Çünkü Avrupa'da, Ermeni iddiaları konusunda bayraktarlığı yapan ülke olan Fransa bu işin çok ileri gittiğini ve hukuksuz olduğunu gördü. 2016'da Fransa'nın en üst düzey mahkemesi olan Fransa Anayasa Konseyi çok önemli bir karar aldı. Kararda, 'Bir soykırım suçlaması uluslararası yetkili bir mahkeme kararı olmadan yapılamaz' denildi. Dolayısıyla, Alman Parlamentosu Türkiye'ye karşı bir soykırım iddiasında bulunamaz, bu onun yetkisi dışındadır. Aynı şekilde yine geçen sene Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde görülen Doğu Perinçek-İsviçre davası kararı, 'Ermeni soykırımı'nı inkâr etmenin bir suç olamayacağı ve 1915 olaylarının Yahudi Soykırımı ile aynı tutulmaması gerektiğini karara bağladı.”
Emperyal Bir Siyaset
Almanya’nın kararının birçok yönden Türkiye için etkili sonuçlar doğrucak bir karar olduğuna dikkat çeken Selvi: “Almanya Avrupa Birliği ile birçok problemler yaşayan Türkiye hakkında bu kararı alırken tarihi hareket tarzını da göstermiş oldu. Bu hareket tarzı; Osmanlı Devleti’ne ve Türkiye’ye karşı müttefik gibi görünse de yalnızca kendi çıkarlarına dayalı, duygusallıktan uzak emperyal bir siyaset” diye konuştu.
İnsanlığın Kökünü Kazımada Almanlarla kimse yarışamaz
Selvi: “Hem Birinci Dünya Savaşı’nda hem de İkinci Dünya Savaşı’nda dünyayı kana bulayan ve milyonlarca insanın ölmesine ya da perişan olmasına sebep olan Almanya, İngiltere ve Rusya’nın doymak bilmez sömürge açlığı bugün de değişik adlar ve mücadeleler şeklinde devam etmektedir. Dünyayı kendi aralarında paylaşamayan bu güçler masum milletleri de peşlerinden bu kanlı oyuna sürüklemişlerdir. Bugünü dünden bağımsız düşünmemek gerekiyor. Bu yaklaşımların milletlerin karakterini oluşturduğunu düşündüğümüzde şimdi ve gelecekte aynı politik çıkar ve menfaate dayalı tutumun ortaya çıktığı ve çıkacağı görülmektedir. Bu yönüyle düşünüldüğünde insanlığın kökünü kazıma konusunda Almanlarla ve Batılılarla kimse yarışamaz” ifadelerini kullandı.
Ermeniler Almanların Umurunda Değil
Ermenilerin yaşadıklarının Almanların umurunda olmadığını belirten Prof. Dr. Haluk Selvi amacın Türkiye’ye boyun eğdirmek olduğunu belirtti. Prof. Selvi şunları kaydetti: “Ne Ermenilerin yaşadıkları ne de bugün Suriyelilerin yaşadıkları Almanların umurunda değil. Esas olan şey mülteciler konusunda istediklerini yaptırmaya çalışan, doğuda terörle mücadelede kararlı tavrını sürdüren ve Avrupa Birliği'nin yumuşama taleplerini reddeden, kendisine dünyada yeni bir rol düzenlemeye çalışan Türkiye’ye boyun eğdirmek. Bu yönüyle Ermeniler Birinci Dünya Savaşı’nda nasıl Avrupalı devletlerin çıkarlarına alet oldularsa bugün de Türkiye üzerinde hesapları olan devletlerin politik oyunlarının bir parçası oluyorlar. Bu yaklaşım Türkler ve Ermeniler açısında bir çözüm değil çözümsüzlük getirir. Bu açıkça görünen bir sonuçken Ermeniler de kendi diaspora örgütlerinin maddi çıkarlarına köle olmuş durumdalar. 1915’te olduğu gibi bugün de olayların gidişi Ermeniler ve Ermenistan açısında pek parlak değil. Açlık, sefalet ve yalnızlık.”
Beş maddede kârlı sonuçlar
Alınan kararla Almanya’nın kârlı sonuçlar elde etmeyi hedeflediğini belirten Selvi, bunları beş maddede şöyle sıraladı: “Almanya bu hamlesi ile beş maddede kârlı sonuçlar elde etmeyi hedefliyor: 1- Kendi içindeki Türkiye karşıtı grupları (aşırı Kürt Milliyetçilerini, sosyalistleri vb.) tatmin etmek. 2- Mülteciler konusunda ayak direyen Türkiye’yi dize getirmek, en azından isteklerini sınırlamak. 3- Avrupa Birliği'nin terörle mücadele konusunda PKK’yı terör örgütü listesinden çıkarmayı tavsiye eden, 1915 olaylarını soykırım olarak tanımasını isteyen kararlarını yok sayan Türkiye’ye kararlılığını göstermek, Güneydoğu Anadolu’daki mücadeleden vazgeçmesini sağlamak. 4- Tarihte Almanlar'dan başka milletlerin de soykırım yaptığını tarih kitaplarına yerleştirerek bu olayı içselleştirmek ve kendi gelecek nesillerini bu utançtan kurtarmak. Zira alınan karar sonunda 1915 olayları bir soykırım olarak Alman tarih ders kitaplarındaki yerini alacaktır. 5- Kendi sınırlarını aşan, Afrika’da, Ortadoğu’da, Balkanlar'da kısacası dünyanın birçok bölgesinde tarihi tutumunu değiştirerek aktif siyaset izleyen Türkiye Cumhuriyeti’ne bir uyarıda bulunmak. Görüldüğü üzere Ermeniler üzerinden Almanlar bir kararla çok karlı neticeler elde etmiş oluyorlar.”
İddialara Karşı Sessiz Kalınmamalı
1915 yılında yaşanan olaylarının soykırım olmadığının altını çizen Prof. Dr. Selvi: “Bu olayların soykırım olduğunu gösteren ne bir kanıt ne de bir tarihi belge vardır. Ermeniler de bu delillere ve belgelere sahip olmadıklarından ve olaylar savaş sırasında yaşanan olağan şeyler olduğundan siyasi manevralarla Türkiye’yi bu kararı kabule zorluyorlar. Ayrıca bu olaylar sırasında Alman subaylarının da müttefik Osmanlı ordusu içinde önemli görevlerde bulunduklarını da unutmamak gerekiyor” diye konuştu. 
Türkiye’nin ekonomik olarak ilişkilerini sürdürmesi gerektiğini belirten Selvi, buna karşın bu iddialar karşısında sessiz kalınmaması gerektiğini kaydetti. Bu iddaların ve Batılılıların bu tarz hareketlerinin hiç bitmeyeceğini dile getiren Prof. Dr. Haluk Selvi: “Türkiye kararlılıkla siyasi, iktisadi ve askeri büyümesini sürdürerek milli birliğini bir an evvel sağlamak zorundadır. Bütün bu iddialar ve baskılar ancak güçlü bir Türkiye ile etkisiz hale getirilebilir. Zira bu iddialar ve Batılıların bu tarz hareketleri hiç bitmeyecektir. Milletimiz hem bugün hem de tarihin her döneminde medeniyetler inşa etmiş, insanlara adaletle muamele etmiş bir kültürün varisidirler” diye konuştu.