Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, 592. hafta basın açıklamasında ülkenin gündemine oturan ve başkanlık sistemini öngören anayasa değişikliğini teklifini değerlendirirken, İslam dini açısından iktidarın niteliğine dair uyarılarda bulundu. Platform adına Sakarya Dayanışma Derneği’nden Kadrican Mendi’nin okuduğu açıklamada, “Bugün sorumluluk mevkiinde olan iktidarın cevap vermesi gereken; dış siyasetten, güvenliğe, ekonomiden, hukuka, eğitime kadar onlarca hatalı politikası varken, tüm ülkenin gündemini ‘başkanlık’ sistemine sıkıştırmanın, zaten patlama noktasına gelmiş toplumsal dokuyu onarılamaz şekilde tahrip etmekten başka bir işe yaramayacağı ortadadır. Siyaset bir alternatifler üretme sanatı iken, ülkeyi “başkanlık”tan başka hiçbir seçenek olmadığına ikna etmeye çalışarak yapılmak istenen şeyin, aslında halkın değil çok küçük bir iktidar zümresinin menfaatleri üzerinden kurgulandığı çok açıktır” ifadelerini kullandı.



İslam’da iktidarın niteliğine dair uyarılara da yer verilen açıklamanın devamında Mendi şöyle konuştu: “İslam dini ‘tevhid akidesi’ üzerine bina edilmiştir. Tevhid akidesi’nin özü; Allah’tan başka ‘muktedir’ tanımamak,  sadeleştireceksek ‘kula kulluk etmemektir.’ Bu yüzden İslam akidesine göre, yeryüzünde hiçbir iktidar, Allah’ın kullarını kendine kul edinemez. Hiçbir iktidar, insanları gazabıyla korkutup, rahmetine sığınmaya zorlayamaz. Hiçbir iktidar, insanları ellerinden rızkını almakla korkutup, ‘Rezzak’lık taslayamaz. Hepsinden önemlisi, hiçbir yeryüzü iktidarı, kendisini yegâne seçenek, hata yapmayan kutsal bir merci olarak dayatamaz. Tarih boyunca resullerin mücadelesi de işte bu yüzden, kutsallaştırılan iktidarlara karşı Allah’ın hükmünü bildirmektir… Müslümanların esas alacağı şey iktidarlar değil, İslam’ın temel ilkeleridir.”

Açıklamanın devamında Hz. Ebubekir’in halife seçildikten sonraki şu hutbesi okundu. “Ey insanlar! Size halîfe oldum, ama bu, sizden daha hayırlı olduğumu göstermez. İdaremde isabetli olduğum sürece bana yardım edin. Doğruluktan ayrılırsam beni düzeltin. Doğruluk emanet, yalancılık hıyanettir.  İçinizde zayıf olan, hakkını alıncaya kadar benim yanımda kuvvetlidir. İçinizde kuvvetli olansa, ondan hakkı olanların, hakkı alınıncaya kadar zayıftır. Bir millette kötülük yaygın ve revaçta olunursa Allah o milleti belâya düşürür.  Sizler Allah ve Rasûlü' ne itaat ettiğim sürece bana itaat edin. Bu itaatten ayrılırsam, artık sizin üzerinizde itaat görevi kalmaz…” Basın açıklaması “Müslüman açısından siyaset, sadece o ülkenin dindarları açısından değil, tüm toplum için, o ülke halkının tamamının maslahatının sağlanması için yapılması gerekenlerin tartışılacağı bir zemindir” ifadelerinden sonra Maide suresinden okunan ayet ile son buldu.