Eskiler, “Sinek küçüktür, gönlü bulandırır” diye bir söz etmişler.

Sivrisinek sinekten daha küçüktür, gönlü bulandırmaz, daha kötüsünü yapar, insanın elini, yüzüğünü, bacağını haşlar, bunuda yapamazsa insana satır satır yazı yazdırır.

Diyeceksiniz ki, havaların soğuduğu Kasım ayında sivrisinek de nerden aklına geldi?

Hemen anlatıyorum…

***

Mithatpaşa Mahallesi gece saat 11.

Ben yatağın içinde, gözlerim faltaşı gibi açık. Odanın içinde inceli kalınlı vızıltılar. Sanki ben lambaları sönük bir şehirim ve düşman uçakları üzerimde vızır vızır dönüp dolaşıyorlar.

Mithatpaşa Mahallesi gece saat 12.

Lambayı yaktım. Birkaç sivrisinek sağa sola durmadan kaçıştılar. Peşlerine düştüm. Avuçlarımı patlatırcasına birbirine çarparak sivrisineklere karşı amansız bir savaşa giriştim.

Mithatpaşa Mahallesi gece saat 1.

Çiçek çıkardım sanki, yüzümde benek, ellerimin üstünde kabarcık. Sırtüstü yatıyorum. Savaşta yenildi. Sivrisinekler Suriye’nin Hama şehrinde halkı bombalayan Beşşar Esat’ın uçakları gibi bağıra bağıra odanın içinde dolaşıyorlar.

***

Kolumu uzattım. Elimin altına bir gazete geldi. Yatmadan önce yarısını okuduğum ve sonra yatağın içinde unuttuğum bizim gazete. Açtım okuyorum yine. Sivrisinekler gazeteye saldırıyor. Ben aldırmıyorum artık. Birdenbire gözüme bir belediye haberi ilişti. “Sakarya’yı marka şehir yaptık.”

***

Gazeteyi elimden fırlattım. Yere düşen gazetenin üzerinde havalanan sivrisinek mangasına bakarak düşünüyorum:  “ Bizim evin adresi, Mithatpaşa Mahallesi Adnan Menderes Caddesi No 127’dir. Şu bizim belediyecileri bir gecelik bizim eve konuk etsek mi? Kendilerini yiyecek içecekten yana gölümüzce ağırlayamazsak da, altlarına bir şilte verip sivrisinek orkestrasının tatlı melodileri arasında bir uyku geçirtebiliriz!”

***

Böyle düşmesine düşündüm ama şimdi caydım bu fikirden. Şu benim ayakları yere basmayan düşüncem gerçeğe dönüşse, belediyecileri evimize konuk etsem, onlar da kabul edip buyuruverseler ve yukarıda anlattıklarımı birebir yaşasalar alacağım cevabın: “Sivrisinek yoktur, sizi haşlayanlar tatarcıktır, ona da biz bir şey yapamayız” şeklinde olacağından eminim. Bilmezler ki, Adnan Menderes Caddesi’nde Kurişlerin kavaklığı olarak bilinen yerin karşı istikametinde oturan biz MithatpaşaMahallelerin sivrisinekle, tatarcığı, pireyi ve tahtakurusunu ilk bakışta birbirinden ayırt edecek kadar   ‘haşarat mütehassısı’ olmuşuzdur.

***

Adapazarı’nda Mithatpaşa Mahallesi… Mevsimlerden sonbahar… Aylardan Kasım… Ve sivrisinek…

Marka şehir ha!

Yaşasın…