Oruç tu­tar­ken, di­ni­mi­zin di­ğer emir­le­ri­ne de dik­kat edil­me­li­dir. Dik­kat edil­mez­se, tu­tu­lan oru­cun se­va­bı aza­lır ve­ya yok olur.

Oruç­tan ve di­ğer bü­tün dînî emir­ler­den mak­sat; sa­lih bir in­san ola­bil­mek­tir. Oruç tu­tan kim­se, kö­tü­lük iş­le­me­ye de­vam edi­yor­sa, oruç­tan bek­lenen fay­da­nın el­de edil­me­si çok zor­dur.

Ha­dîs-i şe­rîf­te bu­yu­rul­du ki:
“Ni­ce oruç tu­tan­lar var­dır ki, aç­lık ve su­suz­luk­tan baş­ka bir ­şey el­de et­mez­ler.”

Oru­çtan bek­le­nen fay­da­ya ka­vu­şa­bil­mek iç­in:
1- Gö­zü, fay­da­sız şey­le­re, ha­ra­ma bak­mak­tan; kal­bi, meş­gul eden ve iyi iş­ler­den alı­ko­ya­cak hu­sus­lar­dan ko­ru­ma­lı­dır.

 

2- Di­li­ni ya­lan, gıy­bet, ko­ğu­cu­luk gi­bi kö­tü iş­ler­den alı­koy­ma­lı­dır. Ha­dîs-i şe­rîf­te bu­yu­rul­du ki:
“Oruç, bü­tün kö­tü­lük­le­re kal­kan­dır. Oru­çlu kim­se câhil­lik edip de kö­tü söz söy­le­me­sin! Şa­yet bi­ri­si ken­di­siy­le iti­şip-ka­kış­mak is­ter­se, ‘Ben oruç­luyu­m.’ di­ye mu­ka­be­le­de bu­lun­sun!”

3- Gıy­bet eden­le din­le­yen, gü­na­ha or­tak ol­duk­la­rı için, ha­ram şey­le­ri din­le­mek­ten ku­la­ğı mu­ha­fa­za et­me­li­dir.

4- Gö­zü, di­li, ku­la­ğı kö­tü­lük­ler­den ko­ru­du­ğu gi­bi, di­ğer uzuv­la­rı da ha­ram­lar­dan ve şüp­he­li­ler­den ko­ru­mak lâ­zım­dır.

5- Sa­hur­da, kuv­vet­li gı­da­lar ye­mek­te mah­zur yok­sa da, if­tar vak­ti tı­ka ba­sa yi­ye­rek mi­de­ye za­rar ver­mek doğ­ru de­ğil­dir.

6- İf­tar vak­ti; “Aca­ba tut­tu­ğu­muz oruç ka­bul edil­di mi?” di­ye dü­şü­nüp kork­ma­lı ve oru­cun ka­bul ol­ma­sı iç­in Al­la­hü te­âlâ­ya yal­var­ma­lı­dır. Ra­ma­zan­da çok is­tiğ­far söy­le­me­li, Ku­r’ân-ı ke­rîm oku­ma­lı ve di­ni­ni, doğ­ru ya­zıl­mış il­mi­hâl ki­tap­la­rın­dan öğ­ren­me­li­dir.