Türkiye ve Türkiye dışından 20 ülkeden 150’nin üzerinde eğitimci ve akademisyenin bir araya geldiği kongrede, 96 bildiri sunuldu. İki ayrı çalıştayın yer aldığı kongrede iki de davetli konuşmacı yer aldı.

Açılış konuşmalarıyla başladı
Kongrenin açılış oturumunda Düzenleme Kurulu adına söz alan SAÜ Türk Dili Öğretimi Araştırma ve Uygulama Merkezi (TÖMER) Müdürü Doç. Dr. Alpaslan Okur, geçen yıl birincisini düzenledikleri kongreye bu yıl farklı ülkelerden ilginin daha da arttığını belirterek, memnuniyetini dile getirdi ve ilgi gösteren herkese teşekkür etti.
Münih Başkonsolosu Mesut Koç ise konuşmasında kongrenin Münih’te düzenlenmesinden dolayı Sakarya Üniversitesi’ne teşekkür ederken, Türkçenin soydaşlarımıza ve başta Almanya’da yaşayan Almanlar olmak üzere yabancılara öğretilmesi hususunda her türlü girişimi desteklediklerini söyledi.

Berlin Büyükelçiliği adına söz alan Eğitim Müşaviri Prof. Dr. Cemal Yıldız ise bu tür kongreleri yabancı ülkelerde düzenlemenin önemine işaret etti.  Prof. Dr. Yıldız, etik ve bilimsel olmayan bir yaklaşımla SAÜ ve Türkiye hakkında olumsuz propoganda ile kongrenin iptal edilmek istendiğini ifade ederek,  bunlara rağmen kongreyi gerçekleştiren Sakarya Üniversitesi’ne teşekkür etti. Prof. Dr. Yıldız büyükelçilik olarak Sakarya Üniversitesi’nin bu tutum ve gayretini takdir ettiklerini söyledi.

Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mustafa S. Kaçalin ise konuşmasında TDK olarak Türkçe adına yapılan her türlü etkinliği desteklediklerini kaydederek, TDK’nin amaçlarından birinin Türkçenin yabancılara öğretilmesi hususundaki çalışmalara da destek vermek olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Kaçalin, kongrenin Almanya’da gerçekleşmesinden dolayı Sakarya Üniversitesi’ne bu anlamda teşekkür ettiğini sözlerine ekledi.

“Türkçe öğretimine önem verilmeli”
Kongrede birinci gün sunulan tebliğlerden sonra gün sonunda Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Firdevs Karahan başkanlığında “Batı Avrupa’da Türklerin Eğitim Durumu ve Türkçenin Öğretimi” konulu çalıştay düzenlendi. Çalıştayda Almanya, Fransa ve Avusturya başta olmak üzere gurbette yaşayan Türk vatandaşlarının eğitimleri tartışıldı. Türkçenin Avrupa’da yaşayan soydaşlar için bir yabancı dil olmaması noktasında Türkçenin öğretilmesine önem verilmesi gerektiği ifade edilen çalıştayda, vatandaşların eğitim durumlarının yükseltilmesi için de ana dilleri olan Türkçeyi bilmenin önemine işaret edildi.

SAÜ Diaspora Araştırmaları Merkezi Müdürü Doç. Dr. Bünyamin Bezci ise konuşmasında, merkez olarak çıkarttıkları rapor sonuçlarına göre, Türklerin girişimcilik yönünden Batı Avrupa’da önemli bir yere sahip olduklarını, ancak eğitim ve ana dilleri olan Türkçeyi korumaları bakımından durumun biraz iyi olmadığını kaydetti.


“Türkçe dünya dili olmalı”
Kongrenin ikinci gününde sunulan tebliğlerden sonra gün sonunda “Dünya Dili Olma Yolunda Türkçenin Önündeki Engeller” konulu bir çalıştay düzenlendi. Çalıştayda konuşmacılar, Türkçenin konuşulan sayı bakımından dünyadaki beş dilden biri olduğunu vurgulayarak, ancak bir dünya dili olması için Türkçeye verilen önemin ve bu konuda yapılan çalışmaların azlığından bahsetti. Çalıştay başkanlığını yapan SAÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yılmaz Daşçıoğlu, Türkçenin dünya dili olarak öğretilmesi için sadece eğitimcilere değil, duyarlı her kesime büyük görevler düştüğünü belirtti.

“Kongreye ilgi artıyor”
Kongrenin son günü yapılan kapanış ve değerlendirme oturumunda ise Düzenleme Kurulu adına Kıbrıs Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Güleç söz aldı. Böyle bir kongreyi ilk planda öncelikle Türkçenin en yoğun konuşulduğu ülkelerde yapmayı tasarladıklarını ifade eden Prof. Dr. Güleç, bu sebeple kongrenin geçen yıl Belçika’da, bu yıl Almanya’da ve önümüzdeki yıllarda da diğer ülkelerde devam edeceğini, kongreye ilginin her geçen gün arttığını kaydetti.  

Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Firdevs Karahan ise, kongrede çok değerli akademisyenlerin bulunduğunu ve önemli tebliğlerin sunulduğunu belirterek, SAÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas’ın her zaman böyle etkinlikleri desteklediğini, Sakarya Üniversitesi’nin böyle bir kongrenin düzenlemesinden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi. 
İki gün süren kongreyi başarılı ve verimli bir şekilde tamamlayan eğitimci ve akademisyenler, gelecek yıl bir başka Avrupa ülkesinde düzenlenecek kongrede tekrar bir araya gelecek.